Bu insancıllığın başlıca taşıyıcısı Rodrigo. Herkesle ama herkesle muhabbet kurabilir, sokaktaki müzisyeni beğenirse saatlerce dinleyebilir, paranın içinde yüzdüğü halde her yere bisikletle gidip gelebilir. Meksika’da bıraktığı ustalarını unutmaz. Yanında asistan olarak kim olursa olsun onlara pislikmiş gibi davranmaz. (Torpille gelen asistan kıza bile Hailey’in daha sert davrandığını unutmayalım). Orkestranın yanlışlarını görür ve zamanla daha iyi olacağına inanır. Bu çağda çok küçük gördüğümüz kalbine, sezgilerine, duygularına güvenir. Diğer asabi orkestra şefi gibi her şeyi bildiğini zannetmez, 35 yıldır orkestrada çalan Betty’i de, daha yeni yetme Hailey’i de herkesin önünde rezil etme gibi bir gaflete düşmez. Böyle bir durumla karşılaştığında bile orkestrasını korur ve bunu bile gövde gösterisine dönüştürmez, o asabiliğin cezasını perdenin arkasında keser. Ve her şeyden önemlisi şefliği bırakmak karşılığında tüm orkestra üyelerinin talep ettikleri hakların verilmesini ister.
Orkestranın haklarını daha iyi savunmak için tuttukları Nina’nın intikam olarak Times’a Gloria hakkında yalan haber vermesi de, karşı tarafın müzisyenlerin aslında zengin olduklarına dair yalan haberi yayması da tüm bunların tam tersidir. Gloria’nın bu kirli oyunların hiçbirine başvurmadan tüm orkestrayı temsilen Cynthia’yı karşısına alıp konuşması ise asıl olması gerekendi. Uzlaşmak, dürüst olmak, bir yolunu bulmaya gayret etmek, birlikte çalışmak bu değil mi?
Vasatlık ise bu dayanışmanın karşısında kılını bile kıpırdatmamanın, saatlerini, günlerini, gecelerini geçirdiğin insanlara kötü davranmanın karşılığı. Rekabetin, hırsın, kıskançlığın, şehrin, kuralların, geleneklerin, egonun, uğraştığın işin, yaptığın kötülüklerin basit bahaneleri olmasıdır.
Rodrigo ve orkestra gökten inmiş melek değil ama hepimiz bu jungledaysak her şeyin daha farklı nasıl olacağını bu dizide gösteren bir maestromuz var. Sezonu bitirdikten sonra içinizi dolduran mutluluk başka nasıl tarif edilir bilmiyorum.