Güneşin Kızları’nda Ali
Ali Mertoğlu.
Sizi bilmem ama beni Tolga’yla tanıştıran rol bu, o yüzden hepsinden daha kıymetli, hepsinden daha özel benim için.
Kimdir Ali Mertoğlu, baba parasıyla şımarmış bir hiç mi, sevgi görmemiş bir çocuk mu, kalbine çöreklenmiş bir acıyı gülüşüne saklamış bir adam mı? Hepsinden biraz.
Ali Mertoğlu, çocukluğundan beri babası tarafından şiddet görmüş, annesinin ise hiçbir zaman tam anlamıyla korumasına maruz kalmamış biri. Gözlerindeki gökyüzünde sağanak yağmurlar gizli, sırtında derin yaralar saklı, gülüşünde söyleyemediği sözcükler var.
En ufak sevgi için bile annesinin dizine yatan, babasının sevmeyişlerini sorgulayan biri. Biraz adam, biraz çocuk, biraz hiç.
Ali, görmediği sevgiyi göstermeyi bilen biri, arkadaşlarına hep sevgiyle yaklaşıyor, onların yanında duruyor, koruyor. Kendine ters düşen bir şey olunca da bunu anlatıyor, neden kızdığını, niye tavır aldığını gösteriyor. Gerçek bir karakter Ali, üstünde oturmayan hiçbir şey yok, her şey yerli yerinde. Gözlerinde saklı şimşeklerin ardından açan güneşin oluşturduğu gökkuşağı kadar gerçek.
Unutmayacağım karakterlerden biri oldu şimdiden, bunda elbette Tolga Sarıtaş’ın çok önemli bir payı var. Hep düşünürüm sevdiğim karakterleri başka biri oynasa aynı hissi yaratır mı diye, yaratmaz.
Ali ne kadar gerçekçe, Tolga o kadar inandırıcı. Ali’nin kalbi bir sancıyorsa, Tolga onu bin hissettiriyor. Oyuncu bu demek zaten, oyuncu oynamaz o kişi olur derler ya, öyle. Tolga kamera kayda girdiğinde oynamıyor, Ali oluyor. Ali gibi gülüyor, Ali gibi yanıyor canı, Ali gibi eksik çocukluğu, Ali gibi okşatmaya hevesli başını.