Bana Bak Philip/Listen Up Philip
Alex Ross Perry’nin yazıp yönettiği bu film festivalde şimdiye kadar bende hayal kırıklığı yaratan tek film. Mad Men’den tanıdığımız Elisabeth Moss’un varlığı bile bu durumu benim için anlamlı kılmıyor. İlk kitabıyla ilgi toplayan ve ikincisini yazma hazırlığında olan Philip’in sıkıcı hayatını izliyoruz. Yok denecek kadar az mizahla bir şeyler kotarmaya çalışsa da “cık” olmamış. Belki kısa film olsa daha keyifli olabilecek hikâye, gereksiz yere uzuyor.
Philip kendinden başkasını düşünmeyen, bencil, şehrin kalabalığından ve gürültüsünden sıkılmış birisi. Kitabını yazacak motivasyonu ve kararlılığı bir türlü bulamıyor. Sonunda zamanında önemli eserler vermiş Ike Zimmerman’la tanışıyor ve onun yanına, taşraya taşınıyor. Bu arada söylemeyi unutmayalım Philip’in sıkıldığı şehir New York…
Çok klişe bir meseleyi, açıkçası klişe sözlerle anlatıyor film. Oyuncu performanslarıyla da etkileyici değil. Takdir edebileceğim tek yanı en azından sıkıcı konusundan hiç şaşmadan ilerliyor film. O ilerledikçe ben koptum. 5. dakikadan 100. dakikaya kadar aynı şeyleri izleyip duruyoruz. Bu süreçte Philip’in kararları değişiyor, zaman zaman kendisini sorguluyor ama yine de her seferinde en başa dönüyor. Ben sevmedim, düşündükçe daha da sevmiyorum. Ama yine de şansınızı deneyin…
Puanım: 4/10
Seanslar:
13.04.2015/Feriye – 19.00
14.04.2015/Rexx – 19.00
15.04.2015/Atlas – 13.30