Poldark: Devrimci aristokratın maceraları

Eloğlunun ‘tall dark stranger’ diye tarif ettiği, ‘uzun boylu esmer adam’ tanımlamasına uygun ana karakter Ross Poldark onurlu, dürüst, akıllı, yani akla hayale sığamayacak kadar fazla gıpta edilesi özellikle donatılmıştır.

Amerikan Bağımsızlık Savaşı’ndan İngiltere’nin güneybatısındaki Cornwall’a evine döndüğünde sıcak bir ‘Hoş geldin’le karşılandığı söylenemez.

Babası ölmüş, en az kendisi kadar kusursuz sevgilisi ise onun savaşta öldüğünü sanıp kuzeniyle nişanlanmıştır.

Kötü adam olabilecek kadar bile basireti olmayan bu kuzen nişanlısıyla evlenip mirasa konsa da ‘Ross kompleksi’ ile kıvranarak maneviyatta sefil bir hayat sürmektedir.

İngiliz dönem dizilerindeki ana temalardan biri olan sınıf mücadelesi Poldark’ta da ağırlığını fazlasıyla hissettiriyor. Üst sınıf mensubu Ross bu anlamda dizinin devrimci karakteri. Hizmetçisiyle evlenmekle kalmıyor, işçilerin yanında saf tutuyor, kendi sınıfından insanlar yerine alt sınıflarla takılıyor. Onların hakkını aradığı ve aristokratlarda bir eylemi veya lafıyla rahatsızlık yarattığı her sefer izleyicinin yüreğinin yağlarını eritiyor.

“Yürü be Ross” nidaları eşliğinde izlenen bir dizi.