Cesur ve Güzel sonunda başladı. Dizinin Mudo sponsorluğundaki(!) afişini bir kenara bırakalım. Sırayla bütün başrollerin birbirleriyle karşılıklı oynaması döneminde şimdi Kıvanç Tatlıtuğ ve Tuba Büyüküstün’de sıra. Güzel bir Uğultulu Tepeler esintisi bekliyordum. Heathcliff’in Heathcliff’ten intikam aldığı bir versiyon. Öncelikle söylemeliyim ki, Teksas kırsalında geçen Cesur ve Güzel’de Trump’ın başkan seçilmesinin etkileri hissedilmiş. Gördüğüm kadarıyla Tahsin Korludağ, Trump’ın tam istediği seçmen, vatandaş, hatta belki de ortak. Uzun zamandır bu kadar kadını nesneleştiren bir karakter görmemiştim. Üstelik alttan alta bizim insanlarımızın sevebileceği bir karakter yapısı da çiziyor. İnsanların ilkel zevklerine dokunmasından, Cesur’un peşinde koştuğu intikamının bir balona dönüşeceğini hissediyorum. Zaten ne olduğunu anlamadık ama ben kendi adıma merak da etmedim. İntikam işte yani, ne olabilir ki? Zaten Tahsin’in gizliden gizliye bu kadar leş özelliğe sahipken bir fantezi unsuruna dönüşmesi, geçmişte yaşananlarda pek de bir suçu olmadığını anlayacağımızı fısıldıyor. Büyük ihtimalle yanlış anlaşılmalar var. Cesur hikayeyi başka biliyor. Yoksa Cesur ve babasının kızı Sühan nasıl mutlu olabilir? Nerede öyle zor aşk? Hatta eminim ki o işin altından Tahsin Korludağ’ın gelinlikle bıraktığı Mihriban karakteri çıkacaktır. Neyse Sühan ve Cesur’a gelelim.
Yani Cesur’un her zaman gideri var. Bizimki biraz olgunlaşmış tam bir “daddy” olmuş. Ormanda kulübeler, giyim kuşam falan bir lumberseksüellik taşması söz konusu. Sühan için diyecek hiçbir şeyim yok. Tuba Büyüküstün bu kadar kusursuz bir güzelliği rahatsız etmeden taşıyabilecek sayılı insanlardan. Ama bu güzelliğe rağmen Sühan bana pek güven vermedi. Yani azıcık özgüven problemi var gibi. Fragmanlarında uzun uzun Sühan’ın Cesur’la ilk tanışmasından sonra onu arzulayıp arzulayıp duşa girmesini defalarca izledik ama durum ondan da vahim. Hatta hizmetçi/arkadaş statüsündeki kızın “Sen de ona karşılığında bedenini verdin mi?” sorusu durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Babasının, daha gri ve tanrısal bir karakter yapısı olmasına rağmen sadece işini bilen bir metres gibi görünen Adalet’e et parçası gibi davranmasının acısı kızından çıkıyor. Sühan da içten içe kendisini öyle görüyor. Zaten Cesur’un kendisini ilk görüşte flörtleşme çatısı altında yaptığı tacizkar hareketlerinden etkilenmesi bir tek bu şekilde mantıklı hale gelebilir. Bir adamla tanışıyorsun, hayatını kurtarıyor falan evet ama açık açık bir beklentisi de var. Sühan’ın aklı başında olsaydı aşık olmazdı. Ha evet aralarında bir birikim olur, bu tarz seviyorlardır o zaman anlarım ama…
Cesur’un bölüm sonunda Tahsin Korludağ’ın hayatını ödemesi karşılığında Sühan’a bakarak bedelinin kızı olduğunu kast etmesi ve Sühan’ın da bunu anlaması hele, çok korkunçtu. Zavallı Sühan’ın elindeki altenatif de Bugs Bunny Bülent. Bülent, Korludağ evreninin bütün risk faktörlerini yok ediyor. Bu yüzden heyecanı da silip süpürüyor. Kesinlikle hiçbir sevilmeyi hakeden, hiçbir hücresi yok. Bize direkt ne yapacağımızı söylüyor Cesur ve Güzel. Cesur gibi bir adamın karşısında sümsük, annesiyle hastalıklı bir ilişkisi olan, kuyruğunu kıstıran, sıfır seksapeli olan üstelik cinsel çekiciliği de herhangi bir erkek kadar bile olmayan birinin şansı ne kadar olabilir ki? İlk bölümden ezilmenin, aşağılanmanın haddi hesabı yok. Hani zaten öyle olmasa da benim tercihim yine Cesur olurdu. Çünkü ben Bugs Bunny sesi yüzünden Bülent’in olduğu sahnelere bakamıyorum bile.
Gelelim harabe evinde üstsüz yatan Cesur dışında dizide en çok sevdiğim karakterlere… Korhan ve Cahide tabii ki! Zaten Korhan dünya tatlısı. O konuşması falan ne kadar tatlı onun öyle? Korhan başta itici gelse de sonradan orta yola gelecek bir karakter belli. Onun zayıf noktası aşkla sevdiği karısı Cahide. Cahide’yi gerçekten sevmesi ve it-kopuk olmaması Korhan’ı iyice sevimli yapıyor. Cahide’nin hamilelik dolapları ortaya çıkınca da kesinlikle ondan vazgeçemeyip bir süre sonra affedecektir. Yoksa böyle büyük bir yalan söyleyen bir insan nasıl dizide kalabilir ki? Cahide’nin hikayeleri biraz klişe ama etkili. Ben klişelere tutkunumdur. Sühan’ı öldürmeye çalışması ve bu hamilelik yalanı tam benim kulvarım. Ha evet, artık çocuk olayı sıktı ama her yorumun da kattığı başka. Tek diyeceğim, gerek Cesur’un avukatı gerekse Cahide’nin çocuğunu taşıyan hayat kadını, neden daha çarpıcı tipler değil? Resmen dizide ışığı, parıltısı olan kadın yok. Tabii Sühan’ı ve Cahide’yi ayrı tutuyorum. Trump seçildiğinden beri Afro-Amerikan başrollü, aşırı feminist ve gay konulu ABD dizilerine ne olacağını düşünüp duruyordum, Cesur ve Güzel bana sorumun cevabını verdi.
BAĞLAN KESKİN