Evi temizlenen insanlar değişirken evlere giden temizlik hastalarında bir çekirdek kadro var. Örneğin bir anne-kız var ve istisnasız her şeyden tiksiniyorlar. Bir kadın var elinde bakteri ölçerle dolaşıyor, bir adam var fırınını günde üç kere falan siliyor. Temizlik hastaları çekirdek kadrosunun ve değişen kadrosunun günde en az sekiz saatini temizlik için harcadığını da ekleyeyim. Örneğin bir adam var, yatağındaki çarşafları değiştirdiğinde tek bir kırışıklığa dahi tahammülü olmadığı için çarşafları serdikten sonra ütülüyor. Peki o pürüzsüz yatağa yatabiliyor mu? Hayır. Çünkü ertesi sabah ya da belki gece yarısı uyandığında o kırışıklıkları gördüğünde kendini kaybediyor. Bu yüzden aynı odada yerdeki ince bir şiltenin üzerinde ya da halıda uyuyor!

Temizliğe gidilen insanlar ise çeşit çeşit. Kimi sadece istifçilikten muzdarip. Evin her köşesinden fırlayan yıllar önce alınmış ama etiketleri duran yeni kıyafetler mi dersiniz, yoksa tamir edeceğim diye bekletilen televizyonlar, radyolar, kumanda aletleri mi dersiniz, ya da mutfak dolaplarında duran son kullanma tarihi seneler önce geçmiş ama ev sahibi tarafından kutusu açılmadığı için bozulmadığı iddia edilen yiyecekler mi dersiniz?  Bir de dehşet derecede pis evler var. Örneğin köpek-kedi besleyip hayvanların dışkısı evin ortasında duran, dökülmüş yağlı yiyeceklerin senelerce temizlenmeyip koltuklarda, halılarda küf tuttuğu, saçların/kılların banyolar ve tuvaletlerde cirit attığı evler. Sadece saç falan değil ama bence siz tabloyu anladınız. Mesela biri bahçesinde keçi besliyordu ve keçiler eve girip pisliğini eve bırakabiliyordu rahatlıkla. O pislik orada senelerce kalmış. Nasıl ya, Nasıl?  Tamam bu kadar ayrıntı yeterli.