Programın ilk bölümü yayınlanmaya başladığında daha yayın başlar başlamaz “Var Mısın Yok Musun ve Çarkıfelek yavru yapmış ortaya böyle bir şey çıkmış!” diye binlerce yorum dolandı twitter ve sosyal mecralarda. Açıkçası bu birliktelik ilk başta beni de biraz bozdu. Yani şöyle, Var Mısın Yok Musun seven bir insan değildim ve oradaki insan dramasından da nefret ediyordum. Yahu burada böyle olmasın diye düşünürken beklediğim olmadı neyse ki. Bu noktada İlker Ayrık iyi bir dengeleyici, dramanın ya da işin suyunun çıkmasına izin vermiyor. Format da belli ki buna göre hazırlanmış. İlker Bey Geniş Aile’den beri radarımda, saç şekli dışında her şeyi bence oldukça olmuş bir insan ancak saç şekline biraz takığım ben. Bunu tamamen kişisel alabilirsiniz. Saç şeklinden formata hızlıca geçersek kredi kartı borçları ödenme mevzusunda bunun çok yenilikçi ve işi büyüten bir fikir olduğunu söyleyebilirim ama burada da takıldığım iki şey var.
1- Üzerinde pahalı bir elbise ile yarışan bir ablamız vardı. Ayakkabı almayı da seviyordu yanlış hatırlamıyorsam. Yaklaşık üç bin lira da kart borcu, çoğu da üst baş tandanslı. O insanın orada ne işi vardı? Ben o insanla empati kurmam ki mesela, beter olsun derim. Empati kuracak ve daha sevebileceğimiz yarışmacılar lazım. Yukarıda dediğim gibi “Tefeci peşimde abiii, öde 100.000 tl’lik kredi kartı borcummuu!” gibi suyu çıkmış insanlardan ziyade biraz daha normal insanlara ihtiyaç var.
2- Sistem ve bu kartıfelek olayı biraz kimi zaman kafayı karıştırabiliyor. Yani mesela eskidenÇarkıfelek başına oturduğunda klasikti bilirdin, şimdi bir şeyleri çözmen lazım ve çoğu seyirci bunu çok mantıklı bulmuyor.
Peki bütün bunlar çözülmez şeyler mi? Çözülür ama el atılması şart.