Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
2019 ekranının satırbaşları - I
Netflix: "Sinema da benden sorulacak!" 
Netflix, House of Cards'ın ilk sezonunun 13 bölümünü birden gösterime alarak televizyon izleme alışkanlığını toptan değiştirmenin ilk adımını attığında tarih 1 Şubat 2013'müş. 190 ülkede birden yayına geçerek tüm dünyayı geri dönülmez bir biçimde etkisi altına almaya başladığı tarih de 6 Ocak 2016. 2017'nin mayıs ayında Cannes Film Festivali'ne iki film yolluyor Netflix: The Meyerowitz Stories ve Okja. Cannes, 'sinemaya yatırım yapmaya karar veren' platformun bu iki filmini kabul ediyor ama bundan böyle sinema salonunda gösterime girmeyen filmleri yarışmaya almayacağını açıklıyor. Bir sonraki yıl, yani 2018'de Netflix Cannes'ı pas geçip, Roma ile Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan alıyor, üstüne 10 dalda aday olduğu Oscar yarışından üç 'sağlam' heykelle çıkıyor. 2019'un aralık ayının ortasındayız ve Netflix Aralık ayının sonu itibariyle Oscar'da adından epey söz ettireceği benzeyen üç filmi izleyiciye sundu: The Irishman, Marriage Story ve The Two Popes. Evet, 2019, her şeyden önce Netflix'in "Büyük stüdyolar parayı çok genç izleyiciye hitap eden süper kahraman filmlerine yatıra dursun, ben sinemanın eski tadını sizin evinize getireceğim, bu oyunda ben de varım," dediği yıl bence. Çok önemli. 
 
Marriage Story
 
 
 Diğer platformlar: "Bu alan sadece Netflix'e kalmaz!"
2019 aynı zamanda ekranın sadece Netflix'e kalmayacağını da gösteren bir yıl oldu. Bu yılın en sıra dışı süper kahraman dizilerinden biri olan The Boys'u programına alarak Netflix'e bu kategoride çalım atan Amazon Prime Video'yu zaten izliyorduk. Bizde henüz yayına başlamasalar da dizilerinde Türkçe altyazıya yer veren Apple tv+ ve Star Wars'serisinin, Marvel evreni ürünlerinin, Pixar filmlerinin haklarına sahip olan Disney+ başta olmak üzere yayına geçen veya hazırlık aşamasında olan çok sayıda platform var.
 
 
Bir devrin sonu
Game of Thrones tartışmalı bitti. Son sezon yeniden çekilsin diye imza toplayanlar mı istersiniz, dizinin yaratıcılarına hakaretler yağdıranlar mı? Kendi adıma sonuçtan memnunum doğrusu. Ancak sabahın 5'inde ekran başına geçip, elde twitter, bütün dünyayla birlikte dizi izleme heyecanını artık zor yaşarız diye de üzülüyorum.  Neden mi? Çünkü platformlar, çünkü istediğimiz zamanda izleme 'keyfi'. Game of Thrones'un son sezonunun bütün bölümlerini Dünya Kupası finali izler gibi kah oturup kah ayağa kalkarak, duygularımızı Twitter'a aktararak sabahın köründe izledik. Beinconnect bu son 'beraber izleme ayininden' bizi mahrum bırakmadı iyi ki; gerçekten unutulmaz bir deneyimdi. 
 
Game of Thrones
 
 
Bütün hikayelerden daha etkileyici olan gerçek hayat hikayeleri
Kimini bildiğimiz, kimini hiç duymadığımız gerçeklerin dramatik versiyonlarını izledik bu yıl bol bol. Çoğu kişinin aklına dönemin sağlık bakanı Cahit Aral'ın radyasyonun çaya, fındığa zararı olmadığın göstermek için kameraların önünde çay höpürdettiği görüntülerle kazınan nükleer facianın boyutlarını Chernobyl'de izledik. Tecavüze uğrayan genç bir kızın sonraki yasal süreçte yaşadıkları dizinin adı Unbelievable gibi "İnanılmaz!" dedirtip durdu, izlerken. Amerikan adalet sisteminin nasıl büyük bir şaka olduğunu bir kez daha gösteren When They See Us da unutulmayacaklar arasında. 
 
When They See Us
 
 
Ağlatan, şaşırtan, kızdıran belgeseller
Belgesellerin de eşik atladığı bir yıl oldu 2019. Hem drone kullanımının imkanları, hem platformlar sayesinde çok geniş kitlelere ulaşım derken,  sohbetlerin arasına sık sık belgeseller de karıştı. Bir dünya starının gözleri kör eden parıltısını söndüren Leaving Neverland, internete saçtığımız ve petrolden daha kıymetli olan verinin nasıl kontrol edildiğini gözler önüne seren The Great Hack, sayısız çeşitlilikte ve güzellikte canlı barındıran dünyamızı nasıl heba ettiğimizi gözümüze sokan Seven Worlds, One Planet / Yedi Diyar, Bir Dünya (aşağıda) gösterdi ki gerçekten 'sadece belgesel izleyerek' yaşamak da mümkün artık.
 
Yedi Diyar, Bir Dünya / Seven Worlds, One Planet
 
 
Yeni formatlar
Yazılı basından ekrana taşınan 'köşeler' de izledik bu yıl. 'The New York Times'daki Diagnosis / Teşhis başlıklı köşesiyle 'House' dizisine ilham veren ve dizinin danışmanlarından olan Dr. Lisa Sanders'in aynı adlı yedi bölümlük belgeselinde teşhis konulamayan hastalıklar baş roldeydi. Geçtiğimiz yıl Dr. Sanders köşesinden dizinin hazırlığını duyuruyor, okurlarıyla bazı vakaları paylaşıyor, dünyanın her yanından yorumlar yağıyor ve çaresiz dertlere çare bulmanın en önemli adımı atılıyor, hastalıkların adı konuyor. Yine aynı gazetenin okurlardan gelen aşk hikayelerine ayırdığı Modern Love başlıklı köşesi ünlü yıldızların canlandırdığı kısa filmlere dönüştü, devamı da gelecek. 
 
Modern Love
 
 
Ve içerik bombardımanı sorunsalı
Bu yıl yabancı dillerdeki ekran yazılarında sık sık 'ne olacak bu içerik bombardımanının hali' temalı endişeler göze çarptı. Platformların her hafta çok fazla sayıda yeni içerik üretmesi, mesela izlemesi eskisi gibi bölüm bölüm yayınlansa iki ay sürecek olan sekiz bölümlük bir dizinin bir günde bitirilmesi, bu yeni içeriklere yer açılırken sinema tarihinden yapıtlara ulaşmanın zorlaşması, genç kuşağın sinemanın başyapıtlarından habersiz yola devam etmesi gibi sorunlar çok tartışılıyor, belli ki daha da çok tartışılacak. Bu tartışmalara biz de dahil olacağız bir yerde elbette. Şimdilik "O kadar çok şey var ki, ne izleyeceğiz?" aşamasındayız. O halde ben de yılın kaçırılmaması gereken dizilerinden bazılarını sıralayayım: İki aile dramı; ABD'den Succession ve Güney Kore'den Sky Castle. 19. yüzyıldan güçlü bir kadın portresi Gentleman Jack. #MeToo hareketiyle ilgili ilk dizi The Morning Show. Çok çok iyi bir çizgi roman uyarlaması Watchmen
 
 Gentleman Jack
 

ELÇİN YAHŞİ 

 

 

Not: Bu yazının Hürriyet'te yayımlanan versiyonu. 
 

 

YORUMLAR




DİĞER HABERLER