Balayı baldan tatlıdır!
Fatih kayınpederi ile işbirliği yapıp annesinden kaçırdı Zeynep’i taa Antalya’ya. Zaten onun da canına minnet. Balayı bahanesi ile baş başa birkaç gün geçirmek… Fatih daha ne ister?
Antalya tatilleri pek bir keyifli, çok bir akide şekeri idi. Otelin ihtişamı, Zeynep’in oteldeki kızlardan kocasını, ay pardon Fatih’i kıskanması, ilk dansları, dünyalar tatlısı Selim bebek falan harika bir aile tablosu çizdiler.
Yalnız Fatih de tam gönül Fatih’i! Kıza yaptığı sürprizler, elbise, pırlanta kolye ama en önemlisi karavanla yaptıkları kaçamak Zeynep’in aklını başından aldı. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da artık Zeynep de duygularını saklamayı eskisi kadar başaramıyor.
E nereye kadar tabii? Adam buna aşık, dünya iyisi, zengin, yakışıklı, üstelik güvenini de kazandı. E daha ne olsun be Zeynep’im…
Bundan sonra, “Zeynep Fatih’i seviyooorr,” diye alaycı şarkılar mı söyleyeceğiz ne diye düşünürken Ertan çıkıp gelmesin mi? Of bu kötü oldu işte. Kızın tam aklı ve gönlü Fatih’e kayacakken bu hiç iyi olmadı. Ama hayat da böyle değil mi zaten? İnişler, çıkışlar…
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; dizinin seyir keyfi açısından, geçen hafta Meryem Hanım’ın ortaya çıkışı, bu hafta Ertan’ın çıkıp gelmesi tam yerine rast geliyor, manzara konuyor! Hani kuru fasulye pilavın gelir, tam ‘bir de turş…’ derken garson gelir turşu tabağını masaya bırakır ya, onun gibi tam zamanında geliyor bu detaylar. Zaten lezzetle yediğimiz bir yemek daha da lezzetleniyor.