> Üç Saniyeye Neler Sığmaz Ki?
Bu bölümün yorumunu önemli sahneler üzerinden yürütsek olur sanıyorum.
Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama Tanrı şahit, ben henüz ‘Bamon’ olayına kafamda tam olarak itiraz edebilmiş değilim. “Onlar çok iyi arkadaş!” mazereti bildiğimiz üzere ‘Steroline’ çiftinde pek güzel çürüdü. İsteyince oluyor. “Ama Elena…” kısmı asıl kilit nokta. Yalnız burada benim açımdan sorun olan Damon’ın eskiden Elena ile sevgili olması değil, sonuçta Elena-Caroline da gayet yakın iki arkadaşlardı. Bir de gençlik dizisi izliyoruz sonuçta.
Aradaki dinamiği tuhaflaştıran tabii ki Bonnie’nin hayatının Elena’ya bağlı olması. Eski bencil Damon olsa kesinlikle nefes almasına bir gün izin vermezdi ama artık şartlar değişti. Yalnız ben Bonnie-Damon’ın ne ara ‘en iyi arkadaş’ seviyesine geldiğini sanırım kaçırdım. Birlikte hapis kalmaları arkadaş olmalarını sağlamıştı da ‘en’ seviyesine geldilerse ne güzel yani…
İşte bu yüzden insanın aklına Caroline ve Stefan’ın en iyi arkadaşlığı gelmiyor değil. Buradan sonrası diğer türlü senaryo için kolay yani. Alaric’e de sevgiler o zaman. Hayrolsun.