Karşılıklı verilen sözler. Haki gömlekler, rüzgar çanları... Arkasından Defne'nin Ömer'e hayallerini anlatması hem de sadece bilsin diye saf kalplilikle ve Ömer'in hiç bekletmeden Defne'sinin hayallerini gerçekleştirmeye başlaması. Bir adanmışlık gördük bu bölüm; Ömer'in Defne adanmışlığını. Yıllardır hayalini kurduğu yere belki de o zamanlar hiç hayal bile edemeyeceği bir adamla çıktı Defne. Mutluluğun üst sınırı bu olsa gerek. Öyle büyük şeylere gerek yok insanın sevdiği yanında olunca. Demiş ya Cemal Süreya, "Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter" diye işte tam da öyle. Sadece ben söylemiyorum Ömer de her daraldığı an aradığı, tüm kaçışlarının ona olduğu Defne'sini Cemal Süreya'nın sözleriyle anlatıyor,
"Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu,
Bazı çiçeklerin andırdığı"
Nihan sen o terziye sık sık git hep git. Defne anne gibi oldu, bebek bakım çantası falan. Defne'sini kucağında bebekle gören Ömer ve halasının hayalindeki kralı göründe el sallayan minik İso. Ömer'i kucağında bebekle görüp kendine hakim olabilenler varsa ayakta alkışlarım gerçekten, zira ben o an kalbim bedenimi terk etti sandım. Bir insana bebek tutmak bu kadar mı yakışır? Acilen baba olman gereken bir mevzu var Ömer'cim. Sinan da Ömer'in kucağında bebeği görünce bir koşar pozisyon aldı. Tek çocuksuz o kaldı sandı zaar. Yalnız iç sesimi alıp alıp Sinan'a yerleştiriyosunuz bir tatlişlikler, bir bi şeyler bak alışırım ha.
Bir alt yazı geçiyorum: Uzmanlar uyardı. Ömer İplikçi'nin bir bebekle ilgilenirkenki hallerini kalp,tansiyon, çarpıntısı olan hastaların izlemesi kesinlikle tehlikeli ve yasaktır. Zaten o İso'nun çıkarttığı "auu" sesine aynı şekilde karşılık verdi ya olay benim için orada kapandı. "Bebekli İplikçi" olayına bayıldım. Yalnız İso Bebek şu bir kaç aylık ömründe hiç bu kadar eğlenmedi herhalde, baksanıza yerini bulmuş gibi davranıyor. Üstüne Ömer ve bebek bezi değiştirmek mi ya keşke görseydik, keşke, keşke... Hocam bir şey der misiniz Sinan ve Derya hayallerimin içine girip dikkatimi dağıtıyorlar. Sinan hala yedi bilemedin sekiz yaşlarında haşarı bir çocuk; hiç büyümüyor ve ben bu halini çok seviyorum. Bence İso Bebek değil de siz yürek yediniz; alın işte kızdırdınız Ömer'imi daha doğrusu hafiften utandırdınız.