Bir başka bahtsız aşığımız da Kelebek. Çiçeklerden ne istedi anlamadım. Bırak Aslı’yla lolo yapmayı da (lolo da yeni – dediler evet – sanırım makara gibi birşey) al Su’yu karşına dökül!
Dengeler değişiyor Bodrum’da. Rana Ateş’e yardım ediyor ve eve sokuyor. Uzay’ın “Cavit Amcaaa…” diye çığırdığı sahnede Alara yerinde olsam, gider Uzay’ın ağzının ortasına bir tane indirirdim.
Uzay sen Cavit’e mi aşıksın, Alara’ya mı? Bu kadarı da fazla. Yalakalığın da bir haysiyeti, bir adabı vardır ya. Bu ne şimdi? Eskiden arkadan dolanıyordu, şimdi bayağı boyut değiştirdi. Korkusuz. O oyuncağı sana kimse almayacak Uzay! Unut onu… Olmaz o iş.
Derken bölümümüz pek heyecanlı bitti, camları kırmak vesaire varken Ateş bayağı profesyonel hırsız şeklinde kapıları açtı ve son dönemece geldiğinde dı dı dı dııınnnn… Yapmayın neden kestiniz?
Olsun varsın kesin… Besbelli Ateş ordan kaçar. Faryalı ve KelebekCan kapının arkasında bekliyor olacaklar. Cavit sinirinden mosmor olacak parmaklarının ucundan kaçırdığı için Ateş’i, sonra Uzay’a tekme tokat atacak. Su Kelebek’e koşacak, “Kahramanım sen iste ben gitmem,” diye sarılacak, Ateş ve Aslı artık olacak. Yıldızlı Otel düzlüğe çıkacak, kapılarını kapanmamak üzere açacak. Olacak da olacak. Dileriz olur. Bakalım? Haftaya Allah kerim.