İyi bir The Affair bölümü nasıl başlar? Tabii ki duvara toslayan Helen’la. Bu bölümde kendisi gerçek anlamda bir arabaya tosladı, fazla abartmayalım ama çocuklarının hayatını bir anlığına da olsa tehlikeye attı. Saçında folyoyla, elinde şarapla, kafası bir milyonken söylediği “kapımın kilidini değiştirdim bebeğim, bi’ daha yüzümü sıkıysa gör” temalı intikam şarkısıyla Helen’ın nasıl da bir ayrılık acısının iz bırakan evrelerinden geçtiğini görüyoruz.
Onun hayatı artık, “her şey iyi, toparladım” derken çamaşır sepetinden merdiven eşiğine düşüveren bir çamaşır. “Tamam bu kez yoluna girecek” derken son anda göze ilişen mücevher kutusundaki esrar. “Her şey güzel olacak” derken taksiyi ondan önce kapan fıstık. Saçında tutam tutam platin sarılar, o senenin modası mavi-lila karışımı oje ve sinirden kazınmış tırnaklar. Çevre dostu deodorant kullanması bile hayat tarzının önemli bir parçasıyken şimdi buzdolabını açtığında ilk elini attığı şey bir paket cips. Eskiden müşterilerine kemik çerçeve gözlüklerinin ardında cool tavsiyeler verirken şimdi gerçekten tam da zenginler para harcasın diye yapılmış zeytinyağı-sirkelik tasarımını rezil olma pahasına satmaya çalışıyor. Annesine benzemek istemeyen her kadın gibi çırpınıyor ve sonunda da aynadaki sureti annesinin yüzüne dönüşüyor. Kısaca, Helen’ın endüstriyel olmayan deodoranttan yağlı mısır cipsine savruluşunu elimiz yüreğimizde ve bize çok tandık gelen hislerle izliyoruz.
Noah ise arabuluculuk toplantısından sonra elini arttırmış, maddi olarak her şeyin yarısını istiyor, çocukların velayet hakkını ise Helen’dan koparmak niyetinde. Noah’nın ziyarette bulunduğu kardeşi Nina gibi biz de inanmaz gözlerle bakıyoruz. Ne cesaret be! Duvar yumruklatacak kadar deli dolu bir ergen kız, şu anda pek bir şey anlamadığını düşündüğümüz ama büyüyünce her şeyi anlayacak küçüçük bir kız ve babalarını hiçbir zaman affetmeyecek (ama onlara benzeyecek) en tehlikeli yaşlardaki iki oğlan çocuğu. Daha kötü bir kombinasyon olamazdı. Sen ki daha Whitney’e bir gün bile laf anlatabilmiş değilsin, hayatını nasıl idame ettireceğin meçhul, Alison hayatına girdiğinden beri çocuklardan bihabersin. Noah tek başına çocuk büyütmeyi masaya oturup roman yazmak gibi bir şey sanıyor.