Ve Hazal... Bölümün bomba olaylarından biri de Hazal tarafında yaşandı. Yalıya girerken Sema ve Bahtiyar'ın kendisini "baş belası" olarak nitelendirdiklerini duyan Hazal'ın, intikamı fena oldu, maalesef. O esnada yalıda olan Dilara'yı çağıran Hazal'ın, Sema ve Bahtiyar'a iftira atacağını tahmin edebiliyordum da Dilara'nın Hazal'ın ipiyle kuyuya inerek Sema'ya bu kadar sert çıkacağını beklemiyordum. Neyse ki Cihan Hazal'ı kısa zamanda oldukça iyi tanımış da, halledebiliyor bu tür olayları. İşin Sema - Bahtiyar kısmı çözüldü çözülmesine fakat Hazal'ın yeniden psikiyatriste başlamasının bir fayda etmeyeceğini tahmin ediyorum. Öyle sıradan bir psikiyatristin çözemeyeceği türden bir kişi Hazal. Sizce de Hazal'a artık Ayşe'nin sihirli dokunuşlarının değmesinin zamanı gelmedi mi? Hazır, Cihan Ayşe'nin kartını almışken.
Yalıya geri dönüş yapalım bir kez daha. Geçen bölümlerde anlık öfkesine yenik düşerek, elinde Cihan'ın silahıyla Harun'un evini basan Rahmi, silahı Harun'un evinde bırakarak Cihan'a yardım etmek bir yana, başına bela açmıştı. Ah Rahmi'ciğim, ah! Nihayet Cihan fark etti silahın yokluğunu. Hazal'ın yalıda çevirdiği mini entrikaları çözebilen Cihan, silahın kimde olduğunu çözemez mi? Çözer elbet. Etekleri tutuşan Rahmi'nin, Ozan'la durumu idare etmeye çalışmaları zaten ayrı bir olay olarak incelenebilecek özellikte. Ozan'ın kime çektiği belli oldu! Dede - torunun telaşlarına Hızır gibi yetişen mi desem, balıklama atlayan mı desem bilemediğim Özkan'ın da dahil olmasıyla işler iyice karıştı. Planlarının işe yarayacağını düşenin olmadığı varsayarak, yazının sonuna geliyorum :)
Final, Hazal'ın özel ders aldığı öğretmeninin doğum günü nedeniyle ona hediye almak için gittiği müzik mağazasında olay çıkarmasıyla son buldu. Bir sonraki bölüm yazısında görüşmek üzere, esen kalın.