*Birkaç haftadır değişik bir Kiralık Aşk izliyoruz. Kelimenin tam anlamıyla değişik. Hem uzun zamandır beklenenleri veren, hem verebileceği birçok şeyi bekleten, bekletiyor Kiralık Aşk. İkinci sezonun olacağı bilgisini yapımcılar hariç herkes verdi, biz de var diye düşünürsek eğer, sağlam bir sezon finaliyle karşılaşacağız gibi gözüküyor. İstanbul'un en sağlam yerlerinden birinde, özenle hazırlanmış bir düğün mevzubahis. Flashforwardlarla gözümüze gözümüze sokulan şeylerden biri de kol düğmeleri oldu.
Bu düğün %500 Defne ve Ömer'in düğünü. Sinan ve Yasemin için de çifte düğün diyorlar da, ne Defne ne Yasemin seri düğünle evlenmemeli. Sinan'ı bilmem de Ömer bunu yapmaz. Peki sezon finalinde ne olursa ortalık karışır, tabii ki Ömer öğrenirse. Hepsini birleştirince denklemi çözmek zor değil. Önemli olan, Ömer'in her şeyi öğrendikten sonra Defne'yle ve kendiyle ne yapacağı, bunun altından nasıl kalkacakları. Ya affedecek, ya da bir zorunluluk hali olacak. Bunu da su şirreti Sude'den öğrenecek. Sude adlı vasatın iktidarı arkadaşımızın Sinan ve Yasemin ilişkisiyle ilgili bir derdi olur, Ömer'den de intikam almak ister, Sinan'ın da Ömer'le arkadaşlığının bozulacağını düşünerek düğün günü öter. İçimden geçenler bunlar. Evet şimdi artık bölümün kendisine odaklanabiliriz. Comolokko!
*Ben bu görüntülerle bölüme başlamak için ne gibi bir günah işledim, tuvalette Kur'an mı yırttım ya Hak? Biri isminin Fiko olduğunu unutur poz keser, biri partiye Defne’siz gelir, biri kendini Bihter Ziyagil sanar, biri de sevdiği kadın az ötede basınla pekişirken gider çiftleşme dansı yapar. Yok yok sen bir türlü olmayacaksın, ben senin altına bir gazete kağıdı yerleştireyim de dur be Sinan. Sude "Anlayacaksın beni sevdiğini," deyince sanki evden çıkmadan önce pat pat pat pat pantolonun ceplerine, ceketinin ceplerine vurup anahtarını arıyormuş gibi aniden buldu aradığını Sinan. İşte Sinan'a bir öpüşeyazma fırsatı. Libidonun oğlu, şu an mı fark ettin, tam şu an mı? Yasemin'in yerinde olsam koçbaşla girerdim size. Yazık.
Sadece Sinan'la da kalmıyor deli manyak Sude, huzura nasıl bir kurşun da ben sıkarım diye düşündü düşündü, gitti paparazzinin kulağına fısıldadı. Kulağı düşesiceden muhteşem soru "evliliği düşünüyor musunuz?"
"Ne salak salak sorular soruyorsun ya ne kadar salak salak sorular soruyorsun ya? Bi dakka ya Sinan abi, normali bunun nedir biliyor musun, Ömer bey iyi akşamlar. Evliliği düşünüyor musun diyor, kaç yaşındasın sen? Bi dakka kaç yaşındasın sen? Hayır kaç yaşındasın sen? Bana yaşını söyle! Böyle mi sorulur bu? Yazacaklar şimdi İÇKİLİYDİ BİLMEM NE."
F*kret de sağolsun bir üzüldü soruya, bir darlandı ki sormayın. Allah bilir fan made fotoşop çalışmaları yapıyor evinde, #FikÖm diye evde dolaşıyor belli. Hashtag kezo canım benim.
Bu olay Sırp Prensi'nin öldürülmesiyle aynı olaydır. Bu noktadan sonra Defne arkadaşımız ne yapsa yeridir, hakkıdır. Ne demiş Ozan Güven reyiz, böyle mi sorulur bu? Onu bırak, soru mu bu? Sana da ayıp Ömer, şu kızın 100 metre etrafına gelme artık gelme. Kadın ciddi ciddi Ömer yok öyle bir şey deyince bozuldu yahu.
*Ömer'in ilk "seni seviyorum"u hiç olmamıştı, "iki ekmek bir su" dese bu kadar düz olurdu. Şimdi "düşündüğüm, umursadığım bir sensin" de dese, nefes mesafesinde de dursalar olmuyor işte. Defne haklı, Defne Türk kızı.
Zaten etrafta "sorumluluklarımın farkında değilim" figürleriyle oynayan kızlar, felaket müzikler ve ne kadar da eğlenmiyoruz yüz ifadeleriyle bir avuç insan var. Ama siz iki dakika önce ağzının içine baktığınız Ömer İplikçi'ye dönüp bakmıyor musunuz magazinci kardeşler? Yahu bir kafanı çevirsen adam orada bir ilişki mücadelesi veriyor, siz gecenin triliçesi F*kret'e odaklanın. Sonra yazarsınız, tasarımcıydı bilmem ne.
Bu arada Defne'nin peşinden gitmeyen Ömer de Ömer'in tek cümlelik özeti adeta. Haksız olduğun konuda gurur yapma bari adam. Yemin ediyorum soruya da Neriman daha çok sinirlendi resmen. Better call Yenge, ben sana güveniyorum. Bu işi çözse çözse Nöro çözer. Bu arada Neriman'ın eşsiz dansına kahkaha attım, galiba dansın adı "kız köylü, seni o güzel köyüne geri yollarım" dansı ajdskjjd. Koray'la rezil olduklarında elimle yüzümü kapattım, düşmanıma verme, o neymiş ya.