Yalıda ise gündem bambaşkadır. Hazal’ın okulda yaşadığı problemleri öğrenmenin şokunu henüz atlatamadan Dilara üstüne bir de Rahmi Bey’in çiftliği yakanın Hazal olduğunu söylemesiyle öfkesini iyice kontrol edemeyecek duruma gelir. Bu Hazal da neymiş yahu? Resmen suç makinası gibi. Hep bir vukuat, bir vukuat; biri bu kızı durdursun artık !! Henüz kazadan habersiz olan Dilara tam da Hazal’ı artık yalıdan göndermeye karar verdiği sırada kazayı öğrenir. Haberi alır almaz olay yerine koşan Rahmi Bey ve Dilara gördükleri manzara karşısında büyük bir şok yaşarlar. Kaza alanında tam anlamıyla bir can pazarı yaşanıyorken Cihan hala Londra'da iş seyahatindedir. Söz konusu kazayı Gülseren ufak sıyrıklarla atlatsa da Hazal’ın durumu hiç de parlak değildir. Zira Dilara’nın çağırdığı doktor açık açık söylemese de aileleri bir seçim yapmak zorunda bıraktı ve hemen müdahale edilmediği takdirde ya bacağından ya da Hazal'dan vazgeçmek durumunda olduklarını dile getirdi. Doktorun söylediklerini telefondan duyan Gülseren burada tamamen annelik içgüdüsünün kazandırdığı güce dayanarak ekiplerin bile dokunamadığı taksiyi kaldırarak Hazal’ın bacağını kurtardı .. Gülseren’in yerinde o an Dilara olsaydı ne yapardı bilemiyorum ama bu kadar gaddar olmazdı. Yine de bir an kendimi Gülseren’in yerine koyunca içim acıdı, ben de kesinlikle Gülseren gibi davranırdım .