HOTEL GRAMERCY
Broadway’in renkli ışıklarına yeniden dönelim. Adam, kendisinden beklemediğimiz bir sosyallikle oyununun seçmelerinde tanıştığı Desi’yi tuttuğu gibi Gramercy Hotel’e gider. Hannah elinden telefonu düşmeyen editörü tarafından otelle ilgili bir yazı yazmakla görevlendirilmiştir. Fırsattan istifade Adam’ın başarısını da kutlamak için tüm arkadaşları otele çağırıp sevgilisine sürpriz yapar. Yine klasik bir Girls Şenlik Alanı’na dönen otel odasında; Jessa kokainden uçmuş bir şekilde Hannah’ya onu rehabilitasyondan alma kararını sorgulatır, Elijah Adam’a gösteri dünyasından işe yarayacak tüyolar vererek hem onu Broadway’e hazırlamaya hem de oradan kendine yol yapmaya çalışır --Adam’ın sıkıntıdan karşısında bir şınav çekmediği kalır--, Marnie Ray’in de onu terk etmesinden sonra Adam’ı küfür eder gibi tebrik eder, sonra da tuvalette gözyaşlarına boğulur. Şenlik alanı dedik ama tımarhane de diyebilirsiniz. Bir gitar tınısıyla ağlamaya ara veren Marnie odaya geri döndüğünde Desi’yle göz göze gelir ve şarkıyı mırıldanarak ona eşlik etmeye başlar. En sevdiği şey. Hem sevip hem de karşısında pizza yiyebileceği sevgili bu mudur? Göreceğiz.
Gecenin başında Elijah tüm bilmişliğiyle Adam’a sahne taktikleri verirken Adam’ım “iyiyim böyle, yardıma ihtiyacım yok. Herhangi bir sahnenin parçası olmak istemiyorum” diye cevap vermesi, mutluluktan yüzünü yastıklara gömmenin ya da bunun Adam’ca olan haliyle söylersek ağzına peçete tıkıştırarak bağırmanın tezahürü değil midir? İlle de göz önünde olmamak, başkalarına bir şeyler kanıtlamadan yaşamak en saf mutluluk sebeplerinden biri değil de nedir? Marnie mutluluğun bu tarafından hayatı boyunca mahrum kalacak. Hannah belki yazar olarak bir isme sahip olduktan sonra bunu anlayacak. Ama kimse Adam gibi mutluluğunu sahnelerde yaşamanın bir anlamı olmadığını --en azından şimdi, 25 yaşındayken --anlamayacak.