Orhan’a not: aşkın püf noktası önce dinlemek, anlamak!
Şevket Reis Orhan’a gidip Selin’e eski bir arkadaşı musallat olmuş deyince, O da tabii olayı hemen bizim Berkecan’a yordu. Selin’i arayıp kızcağız daha ağzını bile açmadan bağırıp çağırınca araları bozuldu tabii.
Git... Git... Git meee, dur ne olursun!
Bu bölümde nur topu gibi bir aşkımız daha oldu. Fadik’e abayı yakan bizim Fiber Mete, okuluna devam etmek için gitmek zorunda kalan Fadik’e ilan-ı aşk ediverdi. Onlar da erdi muradına, biz de J
Ama bu kısmı öyle kısa kesemeyeceğim. Uzun uzun anlatmalıktı çünkü.
Tam otobüse binmeye hazırlanan Fadik’e veda etmeye giden Mete, seviyordu ve gidip konuştu! Hem de ne konuşmak...
"Fadik ben fiberim ya hani, içinden ışık geçer. O ışık sensin. Hard diskimde ne varsa silip seninle doldurdum. Yüzlerce kablosuz ağ içinde ben sana bağlandım. Çünkü beni en çok sen çektin. Ben galiba… Sana âşık oldum."
E tabii bu kadar alengirli sözden sonra gidemedi Fadik. Mete için aşkın püf noktası da; içine atmadan gidip konuşmakmış demek...