Maceradan maceraya gözü kapalı dalan beşli bu sefer hangi maceraya daldılar derseniz, orayı da anlatayım. New York polis departmanında iki polis öldürülüyor. Bölüm ilerledikçe sayı da artıyor. Ee bunun bizim hanım kızın dövmeleriyle bağlantısı olacak tabii. Minnak bir kasap bıçağı dövmesi. Üstünde 65 yazıyor. Ve bir yuvarlağın içinde. Buradaki 65, cinayetlerin olduğu polis departmanını işaret ediyor. Yuvarlağında, nişan çaprazı olduğunu düşünüyor bizimkiler ama değilmiş, kamera merceğiymiş, dönücem oraya. Öldürülen polislerden birinin ortağı, vücut kamerası taktıklarından bahsediyor. Vücut kameralarını izleyen ekip futbolcu Ricky Holt’a erişiyor. Anlıyoruz ki futbolcunın sırları var ve bunu bilen Schultz(öldürülen polislerden biri) tehtit ediyormuş adamımızı, para istiyormuş. Reade’le Kurt sorgudayken, Zapata’yla Jane de sorguyu izliyorlar. Açıklıyorum, koşun! Neden bir FBI ajanı değilim? Onu açıklıyorum. Çünkü canısılar, ben ölsem aklıma gelmez, futbolcu fotoğrafın fotoğrafı deyince, Jane’in dövmesindeki yuvarlağın nişan çaprazı değilde kamera merceği olduğu. Yani ben bağlayamam onları, mümkansız. Tam onu bağladıkları anda vücut kamerasını söyleyen ortağın da öldürüldüğü haberi geliyor. Doğal olarak futbolcu aklanıyor. Futbolcunun para yatırdığı hesaptan yola çıkılıyor. Ulaşılan nokta 65. Polis departmanının bütün çalışanlarını şüpheli çıkarıyor. Onlar bilmiyor ama biz biliyoruz kim olduklarını. Ufakçık bir olumsuzluk daha giricem araya kusura bakmayın. Mayfair kürsüde konuşurken toplaşmış dinleyen polislerden iki tanesine kameranın zumuna gerek var mıydı? Hadi beee diye gözlerimi pörtlete pörtlete izlemek varken, bildim ben onların çıkcağını heyecanı kaçtı yani. Hadi buna da neyse.