Merhabayın. Nalsılsınız? Ben valla muhallebiye sokulan yağlı kaşık gibi oldum. Kesildim içim kesildi. Geçen cuma gerçekten büyük umutlarla kuruldum ekranımın başına. Bakmayın yazılarda yükselip durduğuma çünkü "benim hala umuduğğm var, isyan  etsem de istediğim kadar..." Bunca serzeniş hikayeye bi aksiyon aldırır diye umuyordum. He umduğum gibi oldu mu? Kocaman bir yuoğğ. Bir amacımız var, amaca giden yolda çekilen çile de kutsaldır sabret kızım sabret diye diye kendimi yüreklendiriyorum ama biraz yoruldum galiba. Beğenmiyonsa yürü git, izleme diyenleri okuyorum bizim ülkenin adeti galiba bu ya sev ya terket zihniyeti. Gitmiyorum, şu an gidişatı iyi görmüyorum ve iyi olsun istiyorum, kestirip atmaktan emek verdiğim şeyleri- dizi bile olsa-bırakmaktan hoşlanmıyorum. Herkesin kendi serseri serbest stiline de kimse karışamaz, rica ederim.

Şimdi şu kesin bir gerçek ki biz Ömer ve Defne aşkı için bu diziyi izliyoruz. Ömer'in şirketi için veya Nihan'ın hamileliği için izlemiyoruz bunda mutabık olduğumuza inanıyorum. Bunlar olmasın demiyorum ölçü kaçmadığı müddetçe hepsini seviyorum, hepsi benim bebeklerim. Ama artık yetsin be kardeşim alavere dalavere. Hem biz sizi en son evde bırakmıştık ne zaman sabah oldu. Gece 8865 kere dalıp uyanmışım gibi oldum bölüm başında beynim kulaklarımdan aktı gitti. Ne konuştu bu zirzoplar? Defne ne anlattı misal Ömer'e. Bak geldim dertsiz,tasasız gelecem dedimdi ya, heh o bu tarz Defne işte mi dedi, böyle ebleh ebleh gülerim çünkü derdim yok tasam yok mu dedi? Ne dedi yani? Evlenmeye karar vermişler hem o akşam. Valla ciddiye alınmayan aile büyüğü tribine girdim. Canım haber vermenize gerek yoktu siz evlenince biz anlardık zaten dedim. Kesin yine Ömer fişteklemiştir, evleniyoruz he mi maralım artık daha yetti canıma demiştir. Defne de ehe kehe etmiştir, bi fenalık basmıştır, zaten fikri de pek sorulmadığından Ömer de kabul etti tamam diye düşünmüştür. İşte benim hayallerime bırakmayacaktınız o sahneyi. Bana bırakırsanız böyle cıvık kurgularım. Defne, Serdar ile Nihan'a anlatırken orada bir flashback çakarlar diye düşündüm, görmeliydik çünkü o sahneyi. Belki de ilerleyen günlerde göreceğizdir çünkü çok dananın kuyruğunun kopacağı bir andı o -Ömer'in Defne'nin bir bildiği vardır dediği bir an- ve bizim bunu görememiz beni bağlamdan kopardı, sonraki sahneleri algılayamadım bir süre. Defne'nin evlilik sevinci bile bana sakil geldi, düşünün nasıl kopmuşum. Zaten o konuda dargınım Defne'ye. Tamam çok çekti, mutlu olmayı da en çok o hak ediyor ama Ömer'e olayın tamamını anlatmadığı sürece biraz serinim ona karşı. Kendini böyle sağa sola ezdirdiği ve de hatalardan ders almadığı müddetçe çok da yanında değilim yani.

"Parayı ödedim mesele kapandı. Nasıl kapandı? Ömer’i kandırıyorsun. Parayı ödemiş olman, para karşılığı Ömer’in kalbini çaldın gerçeğini değiştirmez." şimdi Sude'ye tomalarla, biber gazlarıyla saldırıya geçti herkes ama burada Allah adı veriyorum bakın, yanlış ne söylüyor bu kız? Hem Sude'nin oturduğu yerden konuya bakarsan da acayip doğru. Sude detayları bilmiyor hem. Defne'nin oyun oynamadığını hep kendisi gibi davrandığını, Ömer'i çok sevdiğini, her an koruduğunu her an yanında olduğunu bilmiyor. Bunu zaten Ömer bilse, anlasa yeter ama Sude burada suçlanmayı hak etmiyor bence. Amacı can acıtmak olabilir ki acıtıyor da ama yanlış tek kelimesi yok. Burada kendini anlatmayan Defne'ye kızıyorum ama belki de Sude bunca fesatlıkla beni anlamaz zaten deyip vazgeçmiştir. Sude konusunda sadece neden bir anda bu kadar içini kararttığını anlayamadım. En baştan beri kötüydü evet ama son bölümlerde tamamen dark side'a geçti. Sebebi nedir Ömer'e olan nefretinin? Tamam aşk acısı çekmiş, bundan kafalar bir miktar gitmiş. Annesi, babası, dedesi ‘Ömer de Ömer, en güzeli bizim Ömer’ diye gezdiğinde Sude kendini önemsenmemiş hissediyor ama bir insanın kötü olmasına bunlar yetiyor mu yav? Valla biz yine iyi dayanıyoruz o zaman, şimdiye dünyayı üç kere yıkıp tekrar yıkmak için baştan kurmamız lazımdı. Dizinin serseri serbest stiline de bu kadar katıksız bir kötü, üstelik altı yeterince doldurulmamış bir kötü çok sakil duruyor. Diziye kötü gerekiyor, dur sarmala girdik, Sude'yi hepten allah belasını versinlik yapalım da görsünler demişsiniz gibi. Yemedi pek.

Durun Yasemin-Sinan ilişkisinde de Ömer'e bir laf sokayım. Sude'nin cin planlarına kadar durumu çakozluyorsun, biraz Defne'nin derdini de çakozla be dahiceptionım. Çakozlamıyorsan bile o yola gir. Yasemin'in üzerine tükürüp kaçan Sinan, ağızlarını kıralım diyen Sinan, biz size fazla yüz verdik diyen Sinan, hey gidiğğ koca Sinan yeniden Yasemin'e yürüme noktasına ne ara geldin? Sude sana yamuk yaptığında çok çabuk kestirip atmıştın. Hani kötü ettin de demiyorum ama bir ders al be çocuk. Bi ‘lan ben bi oradayım bi buradayım hislerim ne durumda, kimi seviyorum kimi sevmiyorum’ diye kafanı bi netleştir. Yaseminle yaşadığınız durumdan çok hoşlaşsam da nasıl tepe sersemi olmuyorsun, nasıl belirsizlikten egzama dökmüyorsun bilemiyorum. Yasemin sen de dünyanın en ne istediğini bilen kadınıydın. Hırslıydın, bencildin ama ne istediğini biliyordun. Sude'nin oyunlarına nasıl geliyorsun kuzum? İso seni iyi etti dedik, çok güzel oldun dedik ama sağduyun kalaydı; onun sana da bize de zararı yoktu. Hepten yeniledin zağar kendini. Bayağı sıfır kilometre. Bu halin daha evlerden ırak oldu, utanmasam Defne'den alıp sana verecem Miss Safoz ünvanını. Sude'nin yörüngesinden derhal ayrıl, derhal. Senin yanında her daim biri olmalı herhalde, ‘o kötü yol yavrum gitme çocuğum’ diyecek. "Bana biraz gaz verin dünyayı yerinden oynatayım- Yasemin Arşimed." Nereye çekersen oraya hallerin, ne kötü ne iyi olman karakterini anlamsızlaştırmaya başladı. Doğayı sev, tarafını seç artık.

İso bu dünyanın gam yükünü çeken gamçekici mi ya? Herkesin sorunuyla ilgileniyor garibim, tuhaf bir empati duygusuyla yaklaşıyorum kendisine. Ama güzel güzel yolunu tutturdu o, tamam onun işi. Mahalleye girmişken, dur Nihan ile Serdar masa altından etlerini çimdirdim ben gidince evde görüşecez diye şimdi zılgıtımı yedireyim. Nihan orjinal bir kişilikti. Kendisi, esprileri ve de arkadaşlığı. Bu çıkarımlar tamamen benim hüsnü kuruntum olabilir ama daha kuul tepkiler, daha mantıklı destekler beklerdim kendisinden. Misal hamile olunca böyle sapıtması, Neriman'ın evinde öyle görgüsüzce davranması şaşırttı beni. Başka bir şey bekliyordum demek ki. Serdar bir işe yaramadığı gibi, büyüdüğünü sert rüzgarlara maruz kaldığını iddia etti. Hangi sert rüzgar o Serdar senin maruz kaldığın. Allasen bi anlat. Defne'nin verdiği parayla ölümden kurtulman ağır geliyorsa buna yol açmayacaktın çocuk, bak geliyor kafana güdümlü terlik. Her bulduğun güzel kıza da kurulmaktan vazgeç, baba olacak adamsın ayıp. Türkan Teyze sana da aşkolsun. İplikçiler'e gelin veriyoruz diye nerdeyse meşale yakıp mahallede gezecektin; tağbi torunun iyi olsun istiyorsun, ayağı taşa değmesin eşiğine güz düşmesin (kıyamam) ama bir ağır ol. Onlar da elfler elfi Defne alıyorlar yani. Terazi eşit.