Haftalardır bıkmadan, usanmadan, kimi zaman kızgınlıkla, kimi zaman mutlulukla, kimi zaman hüzünle, kimi zaman karakterlerin acısını taa içimde hissederek yazdığım Kara Sevda'nın birinci sezonunun son özetliyorumunu yazıyorum bugün... İçimde kalan şeyler olmadı mı, oldu; hem de bir dolu şey kaldı içimde. Kızdığım, izlerken "aaa yeter ama!" dediğim çok şey oldu ama sonunda sezon finali geldi çattı ve bizi de resmen alnımızın çatından vurmuşa döndürdü. Geçen hafta 'bana göre olmayışları' bir bir sıralamıştım ve hala söylediklerimin arkasındayım... Son yazıda karakterlere tek tek içimi dökmek istiyorum izniniz olursa :)
Kemal;
Ah benim sevdasında bencil
Yüreğinde sağlam sevdiğim...
Aklıma gelişini seveyim;
Ne güzel de darma duman ediyorsun beni...*
Ah Kemal... Tamamen masumiyetinle girdiğin bu hikayeden nasıl oldu da elin kana bulanmış bir adam oldun çıktın sen? Mütevazı bir ailenin henüz hayatla tanışmamış ortanca oğluydun oysa başta... Aşık olmak dünyanın en güzel şeyi iken başkaları için, senin için dipsiz bir kuyu oldu bu kara sevda... Çok sevdin Nihan'ı... Bir erkek için bu dünyada yaşanacak en kötü şeylerden biri onu başka bir adamın kollarında görmesidir. Sen bunun alâsını yaşadın. Sen evlenme teklifi edecek kadar deli bir şekilde aşık olduğun kadını, tam da o gün terk edilerek başkasının karısı olarak gördün. Yaşadığın acıya saygım sonsuz; yeri geldi dibe vurdun, yeri geldi en alâ zaferleri elde ettin. O kadar büyük bir değişim gösterdin ki; gencecik aşık bir delikanlıdan, aşık, aklı başında, ağır, oturaklı ve olgun bir adama dönüştün. Tırnaklarınla kazıya kazıya geldiğin bu noktada bunları yaşayacağın aklına gelmezdi biliyorum ama sen de hatalar yaptın. Geri dönüşü olmayan engebeli yollara girdin. Sevdiğin kadın uğruna başlattığın bu savaş, onun için olmaktan çıkıp Emir ile ikinizin arasındaki savaşa döndü ve en sonunda bingo! Kaçınılmaz son; senin gibi bir adam da elini kana buladı.
Kızdığım ilk nokta Nihan'ın halini anlamayıp onu bu savaş alanında bir başına bırakman olmuştu... Yaşanan bunca şeyden sonra nasıl Nihan'a seni bırakıp Emir'e gittiği için kızabildin? Senin gibi, yaşadığı bu hayat standartlarına tırnaklarıyla gelmiş kapasitede bir insan, Emir ile mücadele edebilecek zekaya sahip bir insan, nasıl oldu da bunu anlamadı? İkincisi Asu ile nişanlanman, üçüncüsü Zeynep'in gerçek yüzünü görmemen olmuştu... Şimdi ise Zeynep'in gerçek yüzünü nihayet gördüğün üzere delirip Emir'i vurmana kızıyorum! Anlamamış olman zaten mucizeyken anladığında acısını Zeynep'ten daha okkalı bir şekilde çıkarmanı beklerdim. İki laf etmeyle "bunu nasıl yaparsın Zeynep?" demeyle olacak iş miydi bu yani? Böylesine büyük bir darbe, bu kadar büyük bir ihanet, hem de kardeşinden... Böyle ucuz bir şekilde mi çıkarılmalıydı? Emir'e zaten bilendiğinden bir de çıktın karşısına tüm hırsınla! O silah zaten ya sende ya onda patlayacaktı bu bir gerçek! Ya canından olacaktın, ya da hayatından... Sen hayatından oldun. Hayatını parmaklıkların arkasına layık gördün... Bir de üstüne gittin kendini ihbar ettin! Oysa ki adam daha yaralı, ölmedi; bir dur, bir sakin ol Allah aşkına! Kızgınım sana Kemal... Söyleyeceklerimi yaz yaz bitiremiyorum çünkü çok kızgınım! Sırf ailenden diye konduramadığın şeyleri yaşatan kardeşinin elinden bu kadar ucuz kurtulmasına kızgınım, Nihan'ın aşkını böylesine çabucak harcadığın için kızgınım, o kızı bu deli dünyasında tek başına bıraktığın için kızgınım... Umarım gelecek sezonda aklın başına gelir!...
*Nazım Hikmet - Karşımdasın İşte