Bunun haricinde yeniden bölüme dönecek olursak, İrem ve Mukaddes yine çok gıcıktılar. İrem’in arkadaşı Ceyda’nın nereden türediğini ve neden türeğini anlamadım ama zaten bir nedeni olsa da çok sinirdi. Selim’i çok az görmüş olsak bile yine oldukça şirindi. Derin Şevket ise çook derindi. Dedim ya bölüm çok komikti. Üzerine konuşulacak çok fazla bir şey yok. Konuşulacak iki şey varsa onlar da Orhan-Selin ve Fatih Zeynep. Biz ilerleyen bölümlerde bu aşkların alevlenmesini beklesek  de senaristler tez davranmış aşkları filizlendirmiş bile. Zeynep-Fatih aşkı zaten başladı da onların haberi yok ama Orhan-Selin bildiğiniz olmuş. Olmuş yani onlar. Bakışıp gülüşmeleri Zeynep ve Fatih’in bile dikkatini çekti. Tabii, onların da birbirlerine bakıp bu durumın farkında olarak gülmeleri de güzeldi. Bu dörtlü takılmaca işini de çok sevdim.

Bölümün bir diğer bombası ise imam nikahları oldu. Hiç hoşlanmam bu tarz şeylerden. Bunlardan da hoşlanmadım. Evet belki bu aşkın gelişimi için güzel oldu, hatta gelecek hafta Fatih’in “ne var benim karım değil misin?“ cümlelerini şimdiden duymaya başladım. Fatih ve Zeynep için durum tolere edilebilir. Sonuçta herkes onları resmi nikahla evli sanıyor ama Orhan ve Selin’in durumu kabullenip hemen imam nikahı ile evlenmesi azıcık sınırı aştı. Daha doğrusu gerçekliğini yitirdi. Selin’in ise Orhan’ın burnundan getirip her şeyi hemen kabullenmeme durumundan sonra “üç kere boş ol” denildiğinde işin hemen biteceğini öğrenince başında yazması ile evliliğe rıza gelmesi ilginçti. Ne kadar kolaymış bu işler yahu! Neyse yine komikti deyip geçiyoruz. Elden ne gelir. Ancak çok uzatmasalar iyi.