Geçen haftaki yorucu ve yoğun bölümden sonra biraz durulmaya ihtiyacımız vardı hep beraber, gerçi bu kadar sabun köpüğü gibi olmasını bekliyor muyduk, sanmam.

Yeni karakterler de dahil oldu hikayeye başta Hakkı’nın oğlu Yılmaz ve ikinci karısı Peri olmak üzere. Bir de ilk karısının sinyali de verildi, Adana’dan bir baskın bekliyoruz bir kriz anında. Biricik oğlunun sanat camiasından biriyle birlikte olmasının haberi üzerine olabilir mesel, gerçi daha sıra dışı bir hikaye/tepki olsa ne hoş olur. Hakkı babanın sütlacın sadece yanık tarafını yemesi, Peri’nin korkunç takıları ise renk katan detaylardı. Yılmaz babasını taklit ediyor özellikle onun olmadığı ortamlarda hem vurguları hem de esprileriyle ama babasının şeytan tüyü yok onda, çiğ duruyor.

Kübra yine başroldeydi bu bölüm; kah güldü hah ağladı; yine de her an Yiğit için umut etmekten vazgeçmedi ya, Sabır Taşı Çatlatan büyük ödülünü hakediyor. Otobüste giderken içinden Yiğit şimdi otobüsü yakalamış olsa, beyaz atlı misali diye düşünmüş müdür; düşünmüştür.

Kübra’nın aklından geçenleri Neriman dillendirdi de cesaret aldı her fırsatı yine de Yiğit’e yatırım şekline dönüştürmeye. Emir’in gözünde Kübra tarumar ama umurunda değil dişleri kamaşıyor Yiğit’le bir gelecek hayal ederken. Emir hala anlayamadı Kübra’nın sıralamasını; önce Yiğit gelir sonra kızı Elif. Emir zannediyor ki gösterdiği emeğin karşılığını sevgi olarak alacak; Yiğit’in bir lafıyla kızından vazgeçebileceğini hayal dahi edemezdi. Artık kim bu kadın diye bakıyor Kübra’ya. Nihayet!

Selim’le Ender kucağında bebeğiyle Yiğit’i beklemiyordu hele onlara baktırmaya kalkınca stand by’dan çıkamadılar bir süre. Bu hallerini görünce kollarından tutup başka bir mahallede bir memuriyet işi bulasım geliyor onlara, Yiğit’in ve diğer tüm mafya üyelerinin karanlık tarafının zerresi yok onlarda.

Herkesin tahminini boşa çıkartmadı Yiğit ve bebekle başedemedi; ben umutluydum halbuki; Gül desteğini geç akıl etti. Bebekli sahneler biraz fazla uzundu, durulma ihtiyacının bir sonucu olarak. Alt değiştirme sahnesinde bebek yerine Yiğit’in kollarına zoom yapılması ise bütün Kerem Bürsin hayranları için göz banyosu. Öte yandan arabada kızına bakıp “Ben sana aşık oldum, seni hiç bırakmayacağım” demesi ise o kadar samimi ve hoş ki; bize 5-10 bölüm yeter.