Seher ve Meral ikilisi gün geçtikçe daha da çıkmaza giriyorlar ne yazık ki, oysa ki ben daha farklı hayal etmiştim yeni yaşantılarını. Bu bölümde de pavyonda çalışırken birlikte olduğu bir adam karşılarına çıktı. Akla zarar sözlerle anne ve kızını rahatsız eden bu iğrenç herif, yetmiyormuş gibi bir de dövdü tekme tokat ana kızı. Şimdi soracaksınız var mıydı böyle bir dayak sahnesine gerek? Bence yoktu ama illa ki bir dram çıkacak ya işin içinden olmasa olmazdı. Meral dayak yerken, Seher kalkar ve yerden bir taşı alır adamın kafasına yapıştırır ve adam iki seksen yerdedir; klişe ama öyle, ne yaparsın. Neyse görünen o ki Seher ve Meral'i kötü günler bekliyor. Bir rahat yok yani azıcık güldürün bizi senaristler lütfen yani.

Emine Abla iyiden iyiye dizinin akışına yeniden dahil olmaya başladı neyse ki. Gülcan karakterinin diziye neden girmiş olduğu da böylece belli oldu. Onu evlatlık aldı gerçi Gülcan “Ben sana teyze derim,” falan diyor ama onun sonu anne diyerek biter, aha da şuraya yazıyorum. İyi bir anne kız olacaklarına şüphem yok yani. Gökhan'ı da böylelikle unutturur diye düşünüyorum.

Bazı kopuklukları düzeltmek adına aklıma geldikçe eklemeler yapıyorum artık onları da mazur görün efendim. Bunlardan biri de Kemal'in Mesude'ye ve Büşra'ya vurmasıydı ki bence çok gereksiz bir hamleydi; yani kadınlara dayak atılmamalı bence ne olursa olsun dizi dahi olsa. Üstelik bu bölümde dört kişiye dayak atıldı, görmemiş olalım. Gerçi dayak yedikten sonra yine “Kemal’im yapmaz,” deyince acaba haketti mi demeden de edemedim ya neyse.

Kızlarımız bu hafta bilgi yarışmasına hazırlandılar tıpkı Hababam Sınıfı’ndaki gibi. Koşuyolu Kız Yetiştirme Yurdu vs Üsküdar Kız Yetiştirme Yurdu kapıştılar. Kazanan bizimkiler olur derken Cemre ile karşı takımdaki kızın molada konuşması üzerine anladık ki karşı taraf kazanacak ama bence böyle bir muhabbete gerek yoktu çünkü fazla klişe olmuş bu hali. Neymiş, yarışı kazanırsak müdüre hanım bize çanta alacak bu ‘acıtasyona’ gerek olmadığını düşünüyorum ama yazılmışsa böyle bize de izlemek kalıyor. Özellikle kızlara sorulan sorulardan “Adıyaman hangi bölgededir?” ve “200 TL'nin arkasında kimin resmi vardır?” sorularında kurulan hayaller aşırı kötüydü. Hadi Adıyamanlı hayali bir nebze kaldırılabilir cinsten ama o 200 TL hayali bence gereksizdi. Her soruya hayal üzerinden cevap vermeleri de cabası. O sahne sadece Songül ve Kader'in hayaliyle sınırlı kalmalıydı. Devamında inandırıcılığı bitirdi çünkü, üzgünüm.

Aralara notlar serpiştirmeyi seviyorum ve bir şikayetimi daha sunacağım. Öncelikle dram seven biriyim kabul ama fazlası baygınlık hissi yaratıyor ve bence bu eşitliği iyi sağlayabilmek lazım. Dramı da komediyi de iyi harmanlamak lazım. Gelecek haftaki bölüme de bakacak olursak bizi büyük dramlar bekliyor yine. Bıçaklar, yaralanmalar ve hapis sahneleri; oyy ben nerelere gidem.

Bölümümüzün kapanışı ise yukarıda da bahsettiğim gibi Seher'in adamın kafasına taşla vurması sonucu evinin önüne gelen polislerle oldu. Bekliyordum açıkçası bu sahneyi çünkü hiç huzurlu bir yaşamları yok. Bu sahneler keşke azalsa diyoruz ve temennimizi de sunduktan sonra gelecek haftaya randevu saatimizde buluşmak üzere deyip hoşçakalın diyorum. Yorumsuz bırakmayın bu yazılarımı efenim.