Merhaba. Keyifler keka inşallah. Bu hafta yazmayacam yea diye atarlanıyordum ama Sait Faik kendini anlatırken diyor ya "yazmasam deli olacaktım" ben de bu hafta bölümü yazmasam deli olacaktım. Düşün düşün akıl sağlığımdan niye olacam, yazayım gitsin benden değerli mi?
Zamanda ileri gitme olayına bütçe yetmedi herhalde. Zaman makinesi daha deneme sürümündeyse demek ki. Haziran 2016 düğün gününde kaldık, akmıyor. Gitsenize, daha ileri gidin Haziran 2017'ye gidin. Sır açıklanmış (daha da açıklanmadıysa zaten yakarım bu gezegeni, yakarım) çiftim mutlu, artık evlenmişler mi çoluk çocuğa mı karışmışlar, tekneleriyle koy koy geziyorlar mı onları görmek istiyorum. Yıprandım Şükrü. Gelinin kaçması olayının Koray hezeyanı olmasına sevindim. Gelin Defne diye düşünerek sevindim, ohh gitmemiş yani. Gelin başkasıysa isterse ülke değiştirsin, kıta değiştirsin, orta çağı kapatsın yeni çağı açsın şu noktada ilgilenmiyorum.
Balonlu premsle bölümü açtık, ayaklarımızı yerden kesecek sürprize hazırdık ama Çin malı sürpriz ile karşılaştık. Üzdü, bayağı üzdü. Buna sürpriz demişsiniz ama dünyadaki tüm sürprizler birleşti Türkiye'ye yürüyor 'abi adımıza leke sürmüşler' diye bakın. Devamını göreceğiz diye umuyor böğrüme taş basıyorum ya da sürprizler önemli değil bırakın. Böyle güzel güzel konuşan, hediyeler veren Ömerler görelim, annesinin gerçekleştiremediğini sevgilisinin gerçekleştirmesiyle sevinen Defneler görelim, o da yeter. Allah sizi inandırsın yeter, küslük olmasın, barış olsun hadi o da yeter. Kendimi ikna ederek izlediğim ilk dizi olarak kişisel tarihimde dursun. Sevgilim olduğunu hayal ederek çizdim mi? Oo Ömer bunları hiç biz bilmiyoruz. Defne'yi düşünerek çizdin biliyoruz da, sevgilim olsunlu detayları yeni öğrendik. Hadi Defne'ye çaktırmadın tamam, biz o kadar izledik yememek için yaptığın yemeklerden sonra çizdiğin şeyleri. Bir düşünce balonu yapar insan, bir içinden konuşur, yine ne çizdimm beööğ falan der. Ketum çocuk, ketum. Ömer Defne'ye içim dedi ya, içi değil oksijeni bence. Sabah içine çekmek istiyor, akşam içine çekmek istiyor. Hakkıdır çeksin, döne döne çeksin. Mmhh sabah Deföm'ü mis.
Maşallah Neriman ağzın yine aklının önünde, hem de ne önünde yani. Neriman'ın Hulusoş Bey'e saygısızlık yaptığını da hiç görmemiştim ama köşkü alınca rahatladı zahir. Arkasından atıp tutuyorlardı tamam da yüzüne yüzüne "Siz de ölmediniz babacım" da duymamıştık. Birkaç haftadır Neriman tam bir hayal kırıklığı. Nergis Kumbasar'ın tatlişkoluğu olmasa eağğğh ama diyecem de, yine Nöro’muzdur, biraz akıl fikir dilemekten başka ne yapabiliriz?
Necmi Bey'in Neriman'ı sevdiğinden emin miyiz artık ya? Neriman ne zaman konuşsa “Dur Neriman, sus Neriman, karışma Neriman,” senden sıkıyorum keşke ölsen bakışları. Tamam haklısınız da -aaa sizin de haklı olduğunuz konular var, ne garip- eğlenceli bir çifttiniz eskiden, şimdi böyle görmek garip. Neriman sizin dalga kıranınız değil mi artık yoksa? Üzer bakın, bu da üzer. Siz aslında üzülmeyi hak ediyorsunuz ama üzülmeniz beni üzer. Güzel güzel yaşayın. Hulusoş Bey Dede, gelmişsiniz bilmemkaç yaşına kendi işinizi kendiniz çözemiyor musunuz allah aşkına? Ömer'i evlendirmek istiyorum. Hemen evlendirilsin. Ömer ile barışmak istiyorum. Hemen barıştırılsın, duyduk duymadık demeyin dımbıdıdıdımmbıdım. Barıştırmayanın tiz kellesi vurulaağ dımbıdıdımmdıbıdı. Gidin gerekirse kapısında yatın, zaten Ömer ahlaklı çocuk yatırmaz sizi kapısında ama kendi işinizi halledin. Defne'nin sülalesine kadar öğrenip üstelik anneannesiyle de düzeyli bir beraberliğiniz oluştu bir Ömer'e gidip konuşmak, kendini açıklamak mı zor geliyor? Siz benden büyüksünüz daha iyi bilirsiniz, tırnağın varsa başını kaşı derler. İplikçi genel özelliği herhalde, çözüm orta yerde dururken alakasız yerde aramak. (Ömer kıpskıpskıpskıps)
Deföm'ün olmayan düğün spam yapıyor bünyeme ama yapmışlar, izledik biz de. Koray'ın dilsiz uşak gibi kalmasına, dost biriktirememesine, küçücük poğaçalarla, kreplerle doymamasına üzüldüm fakat Sinan'ın kol kırılması geyiği, Koray'ı kimin alacağı sorunsalı, yetheğrrr duymak istemiyorum dedirttikten sonra felç geçirtti. Aman ağzımızın tadı bozulmasın, aralar gereksiz uzamasın Ali Rıza Bey. Hem biz yeterince bekledik, olgunlaştık bu olgunluk seviyesinde kalalım n’olursunuz.