Sonuçta Nyssa yakalandı ve Ra's Al Ghul'un karşısına dikildi. Bugüne kadar babası ne isterse yapan, soğukkanlı bir katil olan Nyssa ilk kez babasından korkmadığını gösterdi. Belki onu ölümden kurtaran da bu olmuştur. Ra's Al Ghul bile olsa insan kızını soğukkanlı şekilde öldürtemiyor işte. Al Sah-him'in elini son anda yakalayan Ra's Al sonrasında kimsenin beklemediği iki emirle karşılarına çıktı. İlki ve en şok edicisi Nyssa ile Al Sah-him'i evlendirme kararıydı. Nyssa bunu kabul etmedi, son ana kadar da etmeyecek ama Al Sah-him'in "Yeter lan artık ben şehrime dönüyorum," diyeceği ana kadar (Bu bölüm "Benim adım Oliver Queen'di," şeklinde başlarken sezon finalinin adı "Benim adım Oliver Queen" olarak belirlenmiş. Bu Şeytanın Varisi işi pek uzun soluklu olmayacak) yapacağı hiçbir şey yok. Kaçabilir ama yeniden yakalanıp Nanda Parbat'a dönmek zorunda bırakılacaktır. Ra's'ın ikinci emriyse Al Sah-him'in eski hayatını tamamen geride bırakması için Starling'i Alfa-Omega karışımıyla yok etmesi oldu. Hatırladıkça sinirlerim tepeme çıkıyor.
Çizgi romanlarla ilgisi benim golfle ilgim kadar olanlar için bu durum o kadar da sinir bozucu sayılmaz. Ancak DC'nin kağıt üzerinde belki de en ezik kahramanı olan Arrow'u ekranda bu kadar harikulade hale getirdikten sonra kalkıp Batman'in hikayesini önümüze sunmayı hem diziye hem de çizgi romana bir hakaret, daha da ötesi bir ihanet olarak görüyorum ben. Elbette dizi ve çizgi roman dinamiği çok farklı ama bir çizgi romanı uyarlarken başka bir çizgi romanın hikayesini kullanıyorsanız bunun dinamikle bir ilgisi kalmıyor. Bütün bölüm tekrar eden "Oliver gitti ama unutulmayacak," repliğine karşın diziyi yapanlar Oliver'ı çoktan unutup Bruce Wayne'in hikayesini yazmaya başlamışlar. Umarım bu delilik çabucak son bulur.