İşte bu sevgili profesörümüz, etik metik bir yere kadar diyor ve kendisine dava açılınca, soluğu etik kuralları hiçe sayabilen ama daima kazanan bir avukatın, yani Harvey Specter’ın yanında alıyor. Elbette Harvey, son konuşmalarını unutmadığından, kendisini Louis’e postalamaya çalışıyor ama adam o kadar açık ki, sen kazanmak için etik kuralları çiğnemekten çekinmiyorsun, benim de kazanmam ve bunun için her şeyi yapmam gerek diyor! İşte tam bu noktada, Harvey en önemli hayat dersini alıyor ve sen de artık herkes gibisin diyor hocasına. Çünkü tüm öğrencilik ve meslek hayatı boyunca her zaman kazanan tarafta olsa da hiçbir zaman kendisini Gerard’a beğendirememiş olmanın öfkesi büyük. Rüşvet almakla suçlanan hocasını savunmayacağını söyleyerek adamı kelimenin tam anlamıyla dışarıya postalıyor ama yüksek IQ’sunun yanında yüksek değerlere de sahip olan Mike veriyor ayarı. Neticede Harvey de adamın suçlu olduğunu düşündüğü için değil (onun için suçlu suçsuz pek fark etmiyor), hocasından saygı görmediği için reddediyordu. Yoksa Harvey de yıldızları barışmasa da Gerard gibi bir adamın rüşvet almayacağını düşünüyordu.