ARTİZ Mİ OLDUN KADİFELİ ADAM?
Hannah’yla sevişmek istememesi, onu çokça ihmal ediyor oluşu, bunların hepsi bir yana oyun provasına habersiz gelen Hannah’ya olan tavrı, kısık Broadway ateşinde 15 dakika pişen Adam’ın Patti’nin bahsettiği piçlik kıvamına gelmiş olduğunu gösteriyordu. Yönetmenin “Oyunu izleyemezsiniz,” diyerek Hannah’yı salondan çıkarma girişimi Adam tarafından sessizlikle desteklendi. Bu durumda “O ne yapabilir, yönetmen öyle demiş,” diyebilirsiniz. Biz de deriz ki: Bizim tanıdığımız Adam, Hannah’nın yanına gelir iki çift laf edip durumu ona açıklardı. Daha da öncesini bildiğimiz Adam, yönetmene ters bir laf söyler, sırt çantasını sahnenin kenarından alır, bir eliyle el hareketi çekip diğer eliyle Hannah’nın elini tutarak yönetmene artık oyunda olmadığını söylerdi. Ama şimdi durum farklı. Hayatında ilk defa bir işe bu kadar bağlı olduğunu görüyoruz Adam’ın. Önceleri, deneme çekiminde “Gülümseyin,” diyen kıza dediğini bırakmayan Adam bu sahnede yönetmene ipleri tamamen teslim etmiş vaziyette. Rol icabı giydiği kasketiyle son derece uysal, sistemiyle uzlaşmacı, ama eskiden, ayrılıkla baş etme seanslarında kestiği tahtalar, yonttuğu, oyduğu, kavga ettiği keresteler bile onu şimdi tanıyamıyor. O zamanlar daha mı özgürdü? Bir ağacın gövdesi kadar, istediği zaman çekip gidecek kadar, saçlarını savruk bırakacak kadar. Fark ettiniz mi bu Adam saçlarını düzeltiyor artık, saçını kulağının arkasına atıyor. Daha mı iyiyiz, daha mı güzeliz şimdi?