Kızların kendi aralarında konuşması sonucunda Nazan Hanım'ın Gökhan'ı öldürmüş olma ihtimali mevzubahis olunca Cemre, kapıcı Rüstem'in silahını kaptığı gibi Nazan'ın evine gitti tabii beklendiği şekilde. Şimdi dedim yine bir hastane sahnesi olur ama neyse ki olmadı; derin bir oh çektim diyebilirim. O da yetmedi bir de Nazan polisleri arayıp “Bu kız evimi bastı,” demez mi? Valla dedi kulaklarım beni yanıltmadıysa. Neyse ki o şikayetten de hiç haz etmesem de ilk kez helal olsun dediğim Defne vazgeçirdi ”Senin yaptığını söylerim,” diyerek.

Yetimhane demişken yeni bir bacaksız yavrucak türedi ismi Gülcan. Dizide ne kadar kalıcı olur, rolü ne kadar olur bilmem ama ben yetimhane ortamına o kızı pek bir yakıştırdım. Komedisini de dramını da iyi sömürebilirler bu kızın duyun ey senaristler. :) Unutmadan özellikle bazı sahnelerde çalan yeni bir fon müziği dikkatimi çekti bu bölümde. Genelde müzik konusunda dikkatliyimdir aslında daha önceki bölümlerde sanıyorum çalmamıştı o müziği bolca duymak isterim artık.

O kadar şeyden bahsetmişken Toprak ve Feride ikilisinden bahsetmek olmaz zira son zamanlarda en ön plana çıkarılan ikili ve izleyici gerçekten çok benimsedi bunun farkındayım. Özellikle Toprak'ın kadınları savunması ve aralarında geçen Feminist yakıştırmaları çok tatlıydı. Böyle sahnelerin devamını bekliyoruz. :)

Geçen hafta da bahsetmiştim Gökhan'ın Cemre'nin hayallerinde sanki hâla dizideymiş gibi gösterilmesi inandırıcılığı çok bozuyordu ki neyse ki senaristlerimiz fazla uzatmadan bu bölüm isimleri balona yazarak gökyüzüne uğurladılar. O sahne de iyi duygusaldı ama; ne diyelim adamlar yazıyor ve işliyor şimdi. :)

Meral'in yeniden annesinin kapısına gelmesine gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Bu kızlar kovuldukça bumerang gibi geri dönüyorlar ama ne yapsınlar işte tutunacak bir liman arıyorlar ve ellerinde kalıyor. Annesi yine ters tepti ama bu kez Feride işin peşini bırakmadı ki çalıştığı yere kadar gidip sorguladı çalıştığı yeri ve nihayetinde buldu. Toprak'ı çağırması ve “Bırak yemeği pavyona gidiyoruz,” demesi o buhranlı havayı tebessüme boğdu ama Feride de tatlı şimdi yani. :)

Emine Hanım'ın sanırım artık rolü azalacak gibi, hiç istemiyorum rolünün azalmasını dilerim güzel bir rol yazarlar zira çok kaliteli bir ismi kaybedebiliriz dizi içerisinde. Kocasını bakın kocasını diyorum ismini bile zikretmek istemiyorum nihayet köyüne postaladı. Öyle oracıkta bırakıp gitti oh olsun.

Meral yeniden şarkı yarışmasında. Ne şans ama birinci olan kişi hastalanmış ikinci olanı alacaklarmış fazla hayali bir kurgu ama olsun yedik biz de bunu. :) Meral'in hangi şarkıyı seslendireceği merak konusuydu ki dizinin daimi müziklerinden olan Kal Ölene Kadar'ı seslendiren Seksendört'ün bir başka parçası olan Ölürüm Hasretinle isimli şarkıyı seslendirecek yarışmada bu kez kazanacaktır, güveniyoruz Meral sana. :)

Ve son olarak Meral'in annesini pavyonda görmesine tanık olduk. Hiç beklemiyordum ama Seher'in pavyondaki arkadaşı söyledi annesinin nerede çalıştığını. İyi ki de söyledi fazla uzatılmasının pek manası yok bence daha iyi oldu. Bölümün sonunda şarkı yarışması sırasında Meral bayılıp düştü ve yine heyecanlı bir bekleyiş için gelecek haftayı beklemeye başlıyoruz.

Sevgiler, selamlar... Haftaya görüşmek dileğiyle.