Bölüm boyunca ne yalan söyleyeyim hep bu sahneyi bekledim durdum. Saatime baktım zaman mı geçmiyor diye. Bölüm ilerledi ama şu yüzük sahnesi bir türlü gelmedi. Abartma diyebilirsiniz. İstediğiniz kadar deyin abartıcam! Abartmak benim hakkım. 81 bölümdür bekliyorum. Daha geçen bölüm tanıtımında Ayşegül’ün taktığı yüzüğü nişan yüzüğü zannedip twitler atıp halimden utanmıştım. Çünkü meğer o öylesine takılmış sıradan bir yüzükmüş. Ama yılmadım bıkmadım ve 81. bölüm tanıtımında biz ölmeden, Poyraz ve Ayşegül ölmeden o yüzükleri parmaklarda gördük! (Ethem Bey çok teşekkürler, ama bu mutluluk fitil fitil burnumuzdan gelecek biliyorum. ) Ayşegül tam ev hanımı olma yolunda ilerleyip, bir tepsi pirinç ayıkladığını söyleyip, Poyraz’a türlü şikayetlerde bulunurken habersizce kendi nişan töreninin yolunda ilerliyordu. Cevher Bey’in bir an önce isteme merasimine başlamasıyla kızımız istendi yüzükler takıldı. Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine derken Songül Hanım’ın ‘’Siz evlenemezsiniz. 300 gün geçmesi lazım,’’ demesiyle ‘’Aman be! Bir gelinlik damatlıkla göreydik ne olurdu?’’ diye söylendim Ayrıca sevgili Songül, Hukuk Fakültesi’nde okuyup bir cümle söylüyorsun ama eksik konuşuyorsun. Hukukta hep kurallar vardır ama bunların istisnaları da vardır. Evet boşandıktan sonra 300 gün beklenir, çünkü kadın hamileyse babası belli olsun diye. Ama illa Poyraz gibi ‘’Evlenecez de evlenecez! ‘’ diyorsan hamile olmadığına dair belgeyi sunarsın mahkemeye ve evlenme belgeni tutuştururlar eline. Şimdi bizimkiler 300 gün bekleriz caağnım dediler. Sanki 30 gün abi bu ne rahatlık! Onlar evlenseler de biz bunu göremiyecez ya ona yanıyorum. Junior Karayel de hayal oldu. Zaten işin kötüsü tüm bunların hepsi hayal çıkacak diye de korkmuyor değilim. Rica ediyorum Lost dizisinin finali gibi olmasın tam bir hayal kırıklığıydı. Bir daha yaşamak istemem. Şaka maka haftaya şu saatlerde gözlerimden yaş aka aka final yazacağım. Mutlu son bitse de fark etmez. Hayatımdan bir Poyraz Karayel geçti, kolay değil hiçbir şey olmamış gibi devam etmek.
Sevgili Çınar. Dünyada hiçbir insan senin gibi ölmek istemez. Bu şekilde öleceğini düşünmemiştim. Sonlara doğru kader çizginin yolu ölümü gösteriyordu orası aşikar. Finalde aramızdan ayrılacağının garantisi kesindi ama bu bölümde bu şekilde öleceğini tahmin edemedim doğrusu. Zülfo’nun hesap sormak adına Çınar’ı tam da Poyraz ve Ayşegül’ün nişanının olduğu yere getirmesi ve bir anda Girişimciler’le çatışma başlamasıyla arada kalan Çınar kaza kurşunuyla birkaç yerinden vurulup öldü. Zülfo Çınar’ı getirince ben Ayşegül’le Poyraz’ı görüp en azından iki çift laf sokar diye düşünüyordum. Sinir bozacak şimdi diye bekliyordum. Adam resmen ölmeye gelmiş. Sessizce arabadan indi, Meltem’e yaptıkları için ‘’Ben kendimde değildim,’’ açıklamasını yaptı ve öldü. Ah Çınar.. O kurşunların hedefi sen değildin aslında ve o vücuduna girip seni diğer dünyaya gönderen kurşunların nedeni annenin ağzından çıkan kurşun gibi sözlerdi. Poyraz ölsün isterken seni canından etti. Kendisi de canım dediği oğlundan oldu. Çünkü alma mazlumun ahını demişler.. Senin şanssızlığın vicdanı olmayan, kalbi kötülük bağlamış bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelmek. Ona rağmen sen yine de sevmeyi öğrenmiştin. Kadersizliğinin bir şekilde değişmesini isterdim. Ama sen çok direttin. İntikam almaya çalışmalar, Ayşegül’e yaptığın işkenceler, Poyraz ve çevresine verdiğin zararlar damarlarında bir Nevra kanı dolandığının ispatı şeklindeydi. Ne vardı ‘’ Canınız cehenneme!‘’ deyip basıp gitseydin ülkeden. Şimdi senin canın umarım cehennemde değildir.
Poyraz’ın ölüm haberini beklerken Çınar’ın öldüğünü öğrenen Nevra her zamankinden daha çok delirdi. Bir an ‘’Benim yüzüüümdeeen...’’ diye bağırırken Aşk-ı Memnu’daki Firdevs hanım gibi felç kalacak zannettim. Evet gerçekten senin yüzünden oldu sevgili Nevra. Keşke bundan bir ders alsan da artık insanları rahat bıraksan. Ama biliyorum öyle olmayacak. İstediğini alıp sonra kendini yok edene kadar savaşacak. Girişimciler’le anlaşmaya vardığında ‘’Bir gün herkes bana boyun eğecek,’’ dedi ama o boyunlar elinde patladı. Çınar’ı da kaybedince iyice kendini kaybederek ölen oğluna cenaze merasimi düzenlemek yerine onu odasına getirip ‘’Üşüttün di mi annecim,’’ gibi laflar söyledi. Selamın kavlen deyip durdum. Finalde bu kadın başımıza çok pis bela olacak, demedi demeyin.
Bölüm sonuna gelecek olursak.. Savaş Biryol’un oyununa gelen Bahri Baba o keskin bıçakla ilk darbesini aldı. Bu da yetmedi, ateşler içinde kaldı. İntikam hırsına yenik düşen Savaş ortalığı ateşe verip ardına bakmadan uzaklaşıp gitti. Ya sen bu adamdan etkilenip pis işlerden uzaklaşan insan olmaya hazır değil miydin? Neredeyse Bahri Baba’nın elini ölüp beni de oğlun kabul et diyecektin. Nevra’nın tüm gerçekleri söylemesiyle her şeyi silip adamı nasıl ölüme terk ettin. Bahri Baba da sürekli ‘’Zafer Biryol ölümü hak etmişti,’’ deyip durdu. Anlatsana neden hak ettiğini, o da bilsin abisinin gerçek yüzünü. Ama yok Bahri Baba başı dik, ölümle karşı karşıya gelmeyi tercih etti. Ayşegül’ün onu görmesi benim için bir umut. Çünkü Ethem Bey’i biraz tanıyorsam Bahri Baba’yı öldürecek olsa sessiz sedasız bir şekilde öldürürdü. Ayşegül’ün orada olmasının bir mantığı var gibi ama dilerim yanılmıyorumdur. Gözlerinin önünde Bahri Baba’nın yanarak öldüğünü görme travmasını Ayşegül’e yaşatacağını düşünmüyorum. Gerçi düşünmemek için de bir sebep yok, sonuçta final haftasına girmiş bulunmaktayız. İzleyip görelim hep beraber..
Canım Poyraz Karayel. Sana nasıl veda edeceğim? Her çarşamba seni görmeden, hakkında konuşmadan nasıl durabileceğim? Ben bu kadar hatırayı nereme koyacağım?! Bu bölümde Poyraz’ın bahsettiği gibi keşke ‘’Tutunamayanlar Zinciri’’ kurulsa. Ya da ‘’Poyraz Karayel’e Tutunup Terk Edilenler Zinciri’’. Başı da ben çekebilirim yani öyle iddialıyım. Kaderde bir gün ayrılık olduğunu biliyorduk ama öyle alıştık ki bu çemberin içinde yer almaya. Ve şu an alışmak bir yara bağrımız kanıyor. Seni asla unutmayacağız Dünyanın En Güzel Dizisi!
Haftaya SON kez görüşmek üzere, hoşça kalın tutunamayangillerden Poyraz Karayel ailesi.