Paramparça 50. bölümüyle karşımızdaydı bu hafta. Koskoca 50 bölüm! Zaman ne çabuk geçiyor aslında değil mi? Hayata bakış açılarımız, davranışlarımız, her şeyimizde farklılıklar oluşuyor zamanla. Fakat değişmeyen bir isim karşımıza çıkıyor Paramparça'da. Eminim anlamışsınızdır bahsettiğim kişiyi; Hazal!
Hazal'ın ders çıkarması, hayatına yön vermesi gereken olayları kısaca gözden geçirecek olursak, Gülseren ile geçirdiği araba kazası ve merdivenlerden yuvarlandığı, ayaklarının bir süreliğine sakat kaldığı kaza aklımıza gelen ilk örneklerden. Hazal'ın önceleri babasının yokluğu, gözünün -biraz fazla- yükseklerde olması gibi nedenlerle böyle uyumsuz davranışlar sergilediğini düşünürken, artık bir kez daha emin oldum ki Hazal hastanede karışmamış olsaydı dahi yine aynı Hazal olurdu. Ee, ne demişler yedisinde neyse insan, 70'inde de odur. Bu bölümde Hazal'ın Cihan tarafından yakalanması ise en çok hoşuma giden sahnelerden oldu.
Aynı şekilde Cansu ile Hazal arasındaki ufak çatışmalar ve Cansu'nun artık kendinden emin, güçlü bir şekilde Hazal'a karşılık verebilmesi de iyiydi. Cansu, şimdilik Hazal cephesinde ve Deniz'le olan ilişkisinde kazanan taraf gibi görünse de, ilerleyen bölümlerde Deniz'in annesinin Rahmi'yle olan geçmiş bağlantısı dolayısıyla, ikilinin arasında yeniden bir ayrılık olacak gibime geliyor, bakalım.