Bu arada kırmızıgiller familyası Zeynep ve Hüseyin de gerisin geri İstanbul'a döndüler. Yalnız Hüseyin, evde karşısında Zeynep'i gördüğünde çok cool durmuyor muydu? Zeynep bombayı patlatıp hamile olduğunu söylediğinde bile cool duruşundan ödün vermedi... Hüseyin akıllı adam... Sıkıştırdı Zeynep'i köşeye. Daha önce de dediğim gibi; Zeynep başına gelen herşeyi hakediyor. Onun açısından bakmaya çalışıyorum her yaptığı harekette, empati yapmaya çalışıyorum ama olmuyor... Ben Zeynep'e bir türlü hak veremiyorum! O adam seninle istemeyerek evlenmiş Zeynep... Bunun ötesi yok! Azıcık gururlu olup sen bitirmelisin bu işi... Bir de o güzel aile masasında iyice fesatlanıp benim biricik Bayram babamın üzerine yürüdü. Tehditler, şantajlar... Ama Zeynep hanım; aynanın karşısına geçip, Bihter Ziyagil edalarında konuşmak sana değil, Hülya'ya daha çok yakışıyor. Şimdi bir de Bayram babama böyle laflar ettiğin için gözümdeki zaten sıfırda olan değerin şimdi eksilere düştü.
Zeynep ve Cem hain planlarını uygularken Zeynep'in o gözlükler de neyin nesiydi Allah aşkına? Battal boy galiba o gözlükler! O kafasındaki bantla da tam bir 80'ler havası...
Ve, beklediğim oldu! Cem hem evi aldı, hem de Hülya'yı kurtardı. Hülya bile bile kendi sonuna yürüyecek kadar saf bir kız değil. Hatta bu oyunu bile kendi lehine çevirdi. Hem Kerim'i kıskandırdı, hem de fesat eltisini tekrar alt etti. Doğal olarak Zeynep de iyice kapana kısıldı. Evini sattığını öğrenen babası iyice delirdi. Ben her bölüm bu adamın tehditlerini dinlemek istemiyorum... Azıcık sıktı bu mesele! Koskoca Bayram Cevher ne diye bu adamın altında kalıyor? Hülya bu bölüm bu konuyla artık ilgilenmesi gerektiği sinyallerini vermeye başladı zaten ama elini azıcık çabuk tutsa çok güzel olacak!... Ayrıca Hülya, Mahir’in yardımıyla Filiz problemini de gayet iyi bir çözüme ulaştırma yolunda. Çok akıllıca bir hamle yaparak Filiz'i saf dışı etti. Hülya'nın bu zeka küpü ve güçlü hallerini izlemek beni inanılmaz keyiflendiriyor.
Ve beni keyiflendiren bir diğer unsura gelelim; Bay-ram Bey! Dizinin tuzu, biberi, olmazsa olmazı... Bu bölümü özellikle onun emeklilik maceralarını görmek için bekliyordum. Önce Hüseyin ile yaptığı gece dedikodusu, ev alışverişinin fişlerine faturalarına karışması, Süheyla'dan bir ton laf yemesi, torunlarına uçurtma yapmaya çalışması ve gavur dağı salatası! O salata üç tane Cevher ailesine yeter resmen... Bu sahneleri izlerken gülmekten resmen göbeğim çatladı. Bir de bulaşık makinasını dizmiş ki; ağzım resmen bir karış açık kaldı. 20 senelik, 40 senelik ev hanımları bile o kadar muntazam şekilde dizmemiştir daha... Bayram Bey hakkında söyleyeceklerim bitmez de, ben söyleyeceklerimi bir anda bitirmeyip sonraki haftalara saklamak istiyorum çünkü Ahmet Mümtaz Taylan'ı yazmak da izlemek kadar keyif verici...