Geçen bölüm Hülya'nın Mahir'in odasındayken yaptığı o tehditvari konuşmasından sonra iyice korkmuştum. Korktuğum da başıma geldi; Hülya, Kerim'i bir güzel silkeledi. Haketti mi Kerim? Elbette... Filiz'le görüşmesi, ona çocuğunu göstermesi ciddi anlamda kabul edilebilir şey değil. Hülya, isyanlarında sonuna kadar haklıydı. Güzel rest çekti ama Kerim'in sokağın ortasında "Gidersen tek kelime etmem," diye çektiği rest daha da güzeldi. Yine de Kerim o kadar merhametli bir insan ki; herkesin en az yarayla çıkmasını istiyor bu savaş alanından. Kötü de bir niyeti yok ama bu kadar saf düşünürsen karşındaki kadınlar sıfır zararla, sen ise bir dolu yarayla, bölük pörçük bir kalple kalırsın ortada Kerim Cevher, benden söylemesi...
Her şey bir yana Kerim ve Hülya ne güzel bir çift değil mi?... Hangi kadın evliyken çıkma teklifi alır ki? Hülya isyanlarına tam gaz devam ederken Kerim alttan aldı her seferinde. Aslında biricik karısına duymak istediği herşeyi söyledi. Görmüş olduk; Kerim de sevdi mi güzel seviyormuş harbiden! Güzel seven adamlar: Cevher'ler... Bu ailenin her bir ferdi ayrı bir muntazamlıkta seviyor biricik sevdiceklerini...
Gittikleri komedi filminde herkes gülerken Hülya'nın içli içli ağlaması da çok ama çok sevimliydi. Kerim bir de fırsattan istifade kolunu da attı Hülya'ya; oh! Tam cicim aylarındaki liseli aşıklar gibi... Evden çıktılar surat beş karış, bir geldiler pür neşe! Bir cilveleşmeler, Bayram Bey’in deyimiyle "bir fanteziler..."