Yonca'yı yemeğe dağ başında bir balıkçıya götürüp, Ömer ile karşılaşan Şevket ise ''çölde kutup ayısı'' sendromu yaşadı. Hele yanağına yapışan Yonca ile fotoğrafçılara yakalanan Şevket daha ne sendromu yaşamış olabilir orasını da siz düşünün. Hayır yemeği burnundan gelen Yonca’ya mı, Yonca'yı kafesleyemeyen Şevket'e mi üzülsem bilemedim. Ayrıca Şevket büyüklerimizin söylediği ''bir elin beş parmağı bir olmaz'' deyişinin net bir örneği. Ömer gibi bir çocuğu doğuran anne, Şevket'i nasıl doğurmuş şaşılası bir durum. Ayrıca yemeğe çıkmadan önce, Cihan'dan kartı alıp, patlatan Yonca çifte faka bastı diyebiliriz. Şevket yemekten kaçınca, Ömer ile dönen Yonca kapıda Gülru'ya yakalanınca çok şükür ilk tokadını yedi. Yani yetmedi ama bir ferahlık verdi sanki. Aldıklarını da geri vermek zorunda olması sinirini bozamadı Yonca'nın. Çünkü Şevket'le yanak yanağa çekilen fotoğraflardan şantajla yüklü bir para alabileceği yönünde bir fikre sahip. Şevket'e şantaj sökmez de, bence Cahide hanım bu konunun içine balıklama atlayacak.