Herman’ın kirli işleri bir bir ortaya çıkıyor. Yalnız iyi dayak yedi bu bölüm!
Bölüm Algernon dışında, dediğim hastane içi diğer meselelere ve karakterlere de odaklanıyor. En azından şöyle bir yanlarından geçiyoruz. Bir nevi onların hikâyesine ve bu hikâyelerin arka planlarına bakıyoruz. Yüksek ücretler ödenerek Robertson Ailesi’nin hastaneye yaptırdığı elektrik alt yapısı daha ilk denemede patlak verince kabak hastane müdürü Herman’ın başına patlıyor. Cebine attığı paralar, büyük bir kurnazlıkla yürüttüğü hastane işleri, yasal olmayan bağları v.s derken zorlu bir durumun içerisinde buluyor kendisini. Zira elektrik işlerini yapan kişilere dava açma planı yapan hastane sahiplerini bu durumu düzeltebileceği vaadiyle ikna ediyor. Bir şekilde düzeltmeyi de başarıyor. Zira arkada dönen mafyatik olayların içerisine de böylece girmiş oluyoruz.
Ayrıca Harriet ve Clearly arasındaki ilginç ilişkinin başka bir boyuta taşınmasını sağlayacak temeller de bu bölümde atılıyor. Harriet hastanede görevli bir rahibedir. Clearly ise ambulans şoförüdür. Ne kadar hasta bulursa o kadar kazanır. Clearly tam anlamıyla bir dağ adamı diyebiliriz. İri yarı, güçlü, kaba, kafasına göre hareket eden birisi. Bir nevi anı yaşa mottosuna sahip. Clearly bir gece barda içerken ve güzel güzel kavga ederken Harriet’e rastlar. Onu takip eder ve aslında rahibe kimliğinin ardında gizlice yaptığı bir şeyi öğrenir. Bugün bile dünyada tartışma konusu olan fakat o vakitler cezası idam olan, kürtaj işlerini yapmaktadır, sevgili Harriet. Bunu fırsat bilen Clearly, Harriet’i bir nevi tehdit ederek ortaklık önerir.