Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Gerçek aşk!
Sezon: 1 Bölüm: 12

Allah çarpsın true love!

Komedi tadında başlayıp Şeref Meselesi tadında bitirdiğimiz bir bölümü ardımızda bıraktık. Geçtiğimiz hafta Yiğit, kızının pusetini kucakladığı gibi kendi sarayına götürdü Elif prensesi. Arkasında bıraktığı karışıklık umurunda değildi çünkü kızı yanındaydı. Yiğit, Elif’e gerçekten âşık oldu. Yiğit, Elif ile gerçek aşkı tanıdı. Yiğit, Elif ile birini en fazla ne kadar sevebileceğini öğrendi. Yiğit, Elif’le birlikte daha iyi bir insan oldu. Bir yanı kapkaranlıkken, diğer yanı apaydınlık oluverdi. Sabah daha mutlu uyandı, gülerken gözlerinin içi parladı, kızıyla ilgilenirken bir çocuk saflığında kalbi pırpır etti. Üç aylık bebeği alıp parka götürecek, üç aylık bebek eğlensin diye tahta ata binecek kadar heyecanlıydı. “Ben sana âşık oldum, seni asla bırakmayacağım,” derken gözlerinde öyle uçsuz bucaksız bir sevgi vardı ki… O kadar saf ve temiz seviyordu kızını işte… Peki, sonra ne oldu? Yiğit, masal prensesi kadar güzel Elif’ini sarayına götürmüştü ama her masalda bir kara büyü vardır, değil mi? Yiğit ve Elif’in kara büyüsü de Elif’in bir intikam hikâyesine doğmasıydı. Öyle bir hikâyeydi ki bu, herkesin soracak bir hesabı vardı ve ucu her şekilde bu güzel “baba&kız”a dokunuyordu. Kara büyü etraflarını sarmıştı ve masallarının mutlu bitmeyeceği belli olmuştu. Elif prenses, en talihsiz masal kahramanıydı.

“Yiğit’in karşısına çıkarken hangi ruju sürsem acaba?” by Kübra.

Kübra… Kızını istemekte haklı, ona hiçbir şey diyemem ama insanlara zarar veren zehirli bir hayal dünyasında yaşaması doğru mu? Her geçen gün daha fazla hayret ediyorum, daha fazla öfkelendiriyor beni Kübra. Hak vermek istiyorsun, “Onun da acısı var,” demek istiyorsun ama tam o anda öyle bir şey yapıyor ki kanın donuyor ve “Bu da şeytanın aklına gelmez!” derken buluyorsun kendini. Geçtiğimiz hafta demiştim ya; “Kübra, bebeğinden başka her şeyle ilgilendiği için Yiğit’in bebeğini alıp gitmesine üzülemedim,” diye… Kübra, kızının kendisinden ayrılmasını Yiğit’i geri döndürecek bir fırsat olarak gördüğü için de ayrı kalmasına üzülemedim. O kadar şey oldu, o kadar olay yaşandı hala yahu HALA Yiğit’in kendisine dönmesini bekliyor. Hala çevresindeki insanlara bunun için posta koymaya hazır ve hala küçücük bebeğini koz olarak düşünüyor. “Bu bebek annesini aramaz mı? Sütümü istemez mi?” diye düşünmedi, düşündüğü tek şey “Yiğit bebeğe alışır da bana döner mi?” idi. Çok yazık. Elif, böyle bir sevgisizlik ve çıkar dünyası içinde büyüyeceği için çok üzülüyorum. Yiğit’in yanında koşulsuz seviliyordu hiç olmazsa, kimse küçücük bir bebeği hırslarına ve kinine alet etmiyordu.

1 2 3 4
Tuğçe Usta
09/02/2015 04:30
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR