*Neriman hala mı, really? Ben anlamıyorum ki bu kadının dünyadan haberi yok mu, nasıl haberini alamaz Ömer ve Defne’nin beraber olduğunu bilmez. Hadi onu geçtim, nasıl takip etmez? Bir anda evi, 10 milyonu falan unuttu. 200 bin diyor, dünya kadar borç diyor. Defne de gitti Deniz’e tasarımı sattı ama daha bir sürü tasarımı satarak toplayacaktı borcunu. Evleniyoruz diye seviniyor, öpüşüköpüşük takılıyor Ömer’le ama dün ne durumdaysa bugün de aynı durumda aslında, değişen ne? El el üstünde el de pilates topu üstünde kaldılar. Herkese pilatesler, toplar, canımlar, tatlımlar yapan Neriman bütün hırsını bu kızcağızdan çıkarıyor. Ne çektin sen şu ana-kızdan be Defne. Hayır yaşlansan sana o kızın mı bakar, seni yine leğende yıkayan Defo olacak yani…Papaz futbolcu Nöro seni.
*Sudecim senin kafan karışmış biraz tatlım. Sen niye Defne’ye romantikli mumlu ortam yaptın? Bu şekilde mi ağzından laf alacaksın? Vallahi kuzenin de çok uğraştı ama olmuyor, ben sana söyleyeyim de…Bir an Sude gerçekten Defne’yle arkadaş olmaya çalışıyor sandım, öyle sinsice samimi olmaya çalışıyor ki. Neyse sayesinde Defne’nin iki senelik Turizm okuduğunu biliyoruz. Bununla ilgili küçük ipucularsını daha önce göreydik iyiydi. Ömer’le Antalya’ya otele gittiklerinde mesela. Anlaşılan son gün çalışmış, bileğe yaza yaza geçmiş.
Sude’nin açısından her ne kadar yöntemi sinsiiiii yılan olsa da biraz işkillenmeye hakkı var. Ben de defterde günlerdir ortalığı karıştıran tasarımı görsem, en büyük rakibe ve düşmanlarına tasarımı satan kişinin o olduğunu görsem eşelerim biraz. Ama normal bir insan sorar, öğrenir, empati yapar ve bir çözüm arar. Sude ise: KAOS. Kaostan Beslenenler Türkiye Kurucu Üyesi ve Yönetici.
*Sen git sıkıcı geçecek bir gecede, bu geceyi de ayrı geçirelim benden sıkılmasın dediğin gecede Ömer İplikçi’yle karşılaş. Uzm. Dr. Ömer İplikçi, ihtisası ani kalp masajıyla hayata geri döndürmek. Bravo ^.^ Ömer de iyice arsız oldu, severim böyle arsızlıkları. Sıcak çikolata diye geldik mevzu nerelere döndü, vay Serhat vay neler dönmüş yea? Neriman o an görseydi herhalde bir 200 bini de balya balya şömineye atardı, ama olsundu, biz biliyoruz.
*Pudingi dudaktan tadan Behlül&Bihterout, sıcak çikolatayı öperek tadan Ömer&Defne in. Güzel güzel. Su da dahil olmak üzere her türlü yiyecek ve içecek Ömer’in onayından geçmeli. Bence. Benim fikrim. Yaaaa eşek mi dedin Defne? Kaplanım diyeceksin kaplanım, gözünün içine baktığında ''Eye of theTiger''ı mırıldanacaksın. Of bölümün her yerinde bir mutluluk noktası var, müthüşsünüz.
-şişşştbi şey dicem, bir yudum daha içseydim
-Defne, bana kaçalım mı burdan?
Vay bana vaylar bana. Her ne kadar size kaçtığınızda da bir şey olmayacağını bilsem de insan böyle küçük tatlı heyecanları arıyor. Gibi gibi.
*Ahahahahahaah''ne iyi oldu böyle beşimiz bir arada yeniden. Ay yoksa biz hiçbir arada olmadık mı? Ay olduk mu, ay olmadık mı? Sude topla beni'' Neriman, 2015.
Üffff ne gergin ortamdı be. Bir de dedemiz de burada olsa herhalde Meksika kartel hesaplaşması gibi 5 dakika sonra herkesi parampirçik bulacaktık. Sude Ömer’e nefretle bakıp çok severim diyor, Neriman desen Defne’yi gözleriyle yiyor, Necmi Sude’ye laf sokuyor, Defne oracıkta kertenkele gibi kuyruğunu bıraktı bıracak. AY MİNE NERDE? MİNEEEEEĞ?
*Bir diğer sexiestmanalive’ımız da İsmail Bey. İsmail Bey, en cadaloz kadınları bile birer sevgi pıtırcığına dönüştürmesiyle biliniyor. Çılgın bıyıkları ve yatak odası ses tonu ile rakiplerinden bir adım öne çıkan İsmail, sıkça tercih edilen bir Poketop olarak karşımızda. Yasemin resmen minnak, meyva tabağı falan yapan bir insan haline geldi. Sevilmeye ihtiyacı varmış gerçekten. İyi biri olmanın, daha doğrusu hain planlarla uğraşmayıp doğru olmanın tadını aldı, bırakmak diye umuyorum. Hatta Defne’yi girdiği çıkmazdan kurtaracak, en azından destek verecek kişilerden biri de Yasemin olacaktır. Sahi Yasemin ne ara Defne’den onay alınmasına sevinir hale geldi? İşte görümcelik müessesesi böyle bir şey. Hala Defne’nin mutfakta Yasemin’e iş yaptırdığı sahneleri hayal ediyor, gözlerim unlu. Bu arada İsmail & Yasemin sahneleri çok güzel oluyor. Yapsanız ya hep.