Yalnız gerçekten de kan çekimi diye bir şey var mıdır bilmiyorum ama minik Deniz resmen babasını her gittiği yere çağırıyor. Mezarlık sahnesi etkileyiciydi… Nihan’ın hatalarının bilinç altındaki yerini hissedebiliyor musunuz? Babasına ve kardeşine onları koruyamadığından bahsediyor; hem de asıl korunması gereken kendisiyken… Köşeye sıkışmış, yüreği minicik bir kız çocuğununki kadar kırılganken hala koskocaman adam olan babasını ve yetişkin bir erkek birey olan kardeşini koruyamamaktan bahsediyor. Nihan’ın daha anne olamadan annelik içgüdüsüyle büyümüş gönlünü malesef Kemal’in bu yeni süper kahraman tavırları haketmiyor.
Emir, yeni saray yavrusunu “karıcığına” gezdirirken çok eğlendim. Çünkü Emir’in ince ve kıvrak zeka gerektiren esprileri beni bu ağır drama temposundan çekip alıyor. Emir’in en ama en hoşuma giden yanı Asu ve Zeynep ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynaması… Asu’ya yapılacak her türlü planın arkasındayım! Çünkü her kötünün bir sebebi varken Asu’nun maalesef tek sebebi Kemal’e aşık olması… Onun kalbinin başkasında olduğunu bile bile yaptığı kötülükler ve Nihan’ı kıskanması da cabası. Dediğim gibi, en azından Emir’in kötü olmasının ve bu saplantılı aşkının asıl sebebi annesi. Onu Asu’ya nazaran bir parça daha anlayabiliyorum… Yaralarını ve yaralarını sardırmaya çalışmasını, şımarık bir kız çocuğunun “onu istiyorum”undan daha geçerli bir sebep… Ayrıca Zeynep de şu anda yaşadığı her şeyi hatta şu anda yaşadığından da beterini hakediyor. Abisini arkasından vuran birini asla ama asla iyiler terazisine koyamam ben.
Leyla ve Vildan için ise durum "öküz öldü ortaklık bitti" atasözünün “Önder öldü kardeşler birleşti” versiyonu. Vildan gibi bir kadının bu olayı atlatamamasını anlıyorum. Tabii ki zor, eşini ve oğlunu kaybetmek, hem de aynı anda çok ama çok zor. Her annenin ciğeri yanar evet ama Vildan “her anne” kategorisine girmiyordu ki… Kızının hayatının karartılmasına göz göre göre destek olmak benim gözümde Vildan’ı kötü anneler listesine sokuyordu. Ayrıca Leyla neden her seferinde Kemal’i koruyup Nihan’ı suçluyor ki? Azıcık da kendi yeğeninin yaşadıklarını anlamaya çalışsa ya… Herkes mi bencil bu dizide anlamadım ki! Ayrıca Leyla keşke Kemal’e hesap sormaya gittiğinde öyle minnoş bir tokat yerine okkalı bir tane geçirseydi de hepimiz rahatlasaydık. Belki Kemal de o zaman kendine gelebilirdi, özüne dönebilirdi… Bir de Ayhan ile Leyla’nın arasındaki elektrik çok iyi. İkisi acayip yakışıyor ama Ayhan’ın Leyla’nın soyadını öğrendiğinde verdiği tepkinin nedenini çözemedim. Vardır muhakkak alengirli bir sebebi…
Restoranda Kemal ve Nihan’ın yaptığı misillemeler gerçekten çok yapmacıktı. Kemal’in, Nihan’ın bu hareketlerinin gerçek olmadığını bilmemesi, anlamaması komedinin de ötesiydi. Peki ya o müzik çalmaya başladığında Kemal’e aniden inen “tango yapmalıyım” ifadesi? Bu restleşmeler, bu misillemeler heyecanlı değil, komik sahnelerdi. Ve Nihan’ın lavabodan çıkışında Kemal’in onu yakalaması ve onu özlediğini söylemesi, onsuz olamadığını söylemesi… Aralarındaki elektrik ve uzun zaman sonra yeniden nefeslerinin birbirine karışması size inandırıcı geldi mi? Daha sabah yaptığı o terbiyesizce davranışlardan ve ahlaksız teklifinden sonra birden 180 derece dönmesi sizce de normal mi? Ya yeni planlar kuruyor kafasında, ya da Asu’ya olan en ufak inançsızlığında hemen Nihan’a geri döndü. Her iki durumda da bu yaptığı, karakter yoksunu insanların yapacağı türden davranışları simgeliyor. Kemal ya eski Kemal olmalı ya da kökten değişip bambaşka bir Kemal olup Nihan’ın hayatından çıkmalı… Kuyunun başında Nihan’ın yüzüğünü gömdüğü yerde hala ona kör kütük aşık bir adam vardı. Birini severken sevmiyormuş gibi yapmak, bir de sevmiyormuş gibi yaparken içini kan ağlatacak kadar kendi canını hiçe saymak sadece kendine zarar değil karşındakine de zarar. Sevdiğinin canını yakmaya çalışmak ise önce kendine kızgın mızrak sokmak... Yani birini sevince, bu yarar olsa önce sevdiğine, zarar olsa yine önce sevdiğine olur. Kemal önce bunu kabullenmeli…
Nihan’ın o saçma sapan sözleşme şartlarının alacağı intikamın bir parçası olduğu belli. Ne gibi şeyler düşünüyor bilmiyorum ama güzel şeyler gibi duruyor… Emir gibi zeki birinin de Kemal’e bu kadar kolay yoldan yenilmesi komikti. Minik Deniz geldiğinde Kemal’in parçaları birleştirmesi demek tabii ki de çocuğun kendisinin olduğunu anlaması demek değil… O kısımlara daha çok var anlayacağınız…
Final güzeldi, bölüm ise geçen haftaya nazaran daha tempoluydu… Haftaya görüşmek üzere, okuyan gözlerinize sağlık… :)