Makas Canan da her zamanki mükemmelliğindeydi bu bölüm. Deniz'in bir haltlar karıştırdığını ilk bakışta anlamasını mı yoksa hala daha Sarp'ın bir şeyler sakladığı konusundaki kendinden emin tavrını mı öveyim bilemedim. Deniz'e ayar verdiği sahne de içimin yağlarını eriten cinstendi. Öncelikler ve beklentiler konusunda Canan tabii ki de haklı. Deniz bir kere olsun gerçekten işini öncelikleri arasına koyduğunu gösterebilmiş değil ki; Canan bu seferlik kendisini hoş görsün. Canan'ın en sevdiğim özelliği de hatasını kabul edebilecek kadar kendisiyle barışık hali. Aşk ve başarı konusunda ettiği laflardan pişman olduktan sonra Maral'ın yanına gelip milyonda bir olsa da ben de hata yapabilirim demesi de bunu kanıtlar nitelikteydi zaten. Bu bölümün benim açımdan diğer kazanımı da Makas Canan'ın diğer yüzünü görme imkanına sahip olmaktı. Şövalye Canan'ı yani. Canan'ın öteki yüzlerini de merakla bekliyorum. Sarp'ın bu ayarsız hareketlerine bakacak olursak, çok da beklememe gerek kalmayacak gibi ha ne dersiniz?