Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Bu ayın altındaki en mutlu kız benim
Sezon: 1 Bölüm: 44

 

Defne'nin Ömer'e ev durumunu anlatmamasını ben anlıyorum ya. Sevdiğin tamam, sorunlarını paylaşacaksın evet, onun hayatı hakkında her şeyi bilmeye hakkı var da kendi halletmek istemiş olabilir, bunda karşı tarafı önemsemiyorum sinyali almıyorum. Bir kendi halletmeye çalışsın bakalım, işin içinden çıkamayınca yardım isteyesi varsa ister. Güçlü Defne'nin alametleri olarak görmeyi tercih ediyorum bu durumu. Ona buna atar yapmak yerine kendini çizime, sanata verdi, takdirimi kazandı. Çalış Defne çalış, çalışmak kurtarır. Hem sana kopya vermek için pervane olan Ömerler’in emekleri boşa mı gitsin? Defne hiç kaynağını boşa harcar mı benimki de laf işte.  Gallo sen New Yorklu musun, İtalyan mısın, çocukluğun Nişantaşı’nda dadılarla mı geçti, Akıntı Burnu’ndan denize giren sen miydin, acayip kafam karıştı. Zaten kurulmuş oturmuşsun, sinirlerimizi bozma, karmaşa yaratma; senin yüzünden derin nefesler al al üçüncü gözü açıldı Defne'nin. Akşam yaptığın anlaşmalar sabah böyle tırmalar işte Defne.  Git git Ömer'e sarıl sen. İtalyanca diz çöktü ağladı be o sarılmadan sonra. Defne'nin bu şaşkolozluğu oyunu gizlemesine nasıl fırsat verdi hala aklım almıyor. Ömer de işte akıllıyım, stratejik dehayım, Defne'nin gözünden anlarım diye kendini kandırsın. Defne'den mi nedense artık, senin üzerinde bir bönlük var Ömer. Brunch getirelim yersin ihi? Pastırmalı yumurta?

Ben Sude'yi hep çok yalnız bulup pek kızamamıştım. Anlaşılmak, derdini dinleyecek birilerini bulmak istediğini düşünmüştüm hep. Ömer'e hırçınlığı da bu yüzdendi. Muhtaç olduğu anda annesi babasını kendi yanında değil Ömer'in yanında bulmuştu. Ömer'e bilenmesi bence normaldi. He kötülük yapması normal miydi, hayır. Sude'nin kötülükleri de bir şekilde döndü dolaştı kendi kalesine gol oldu. Oyunu Ömer'e anlatmayarak derdinin ne olduğunu da gösterdi bence. Deniz'i de seviyorum ben, neden bilmiyorum ama seviyorum adamı askdjhkjsdah. Sude ile nasıl bir çift olabilirler, pek canlandıramadım ama çok da karşı değilim. Evrene belasını buldurmayacak, birbirinizi iyileştireceksiniz; yürüyün yürüyün.

"İlişkiler güven üzerine kurulu değildir. Teknik taktik üzerine kuruludur." Güven üzerine fikir belirten çıksın, dizi kasıyor. Ne geldiyse güvenden geldi zaten başımıza, dur Nöro allasen. Neriman- Koray ittifaklı Defne koalisyonu acayip hoşuma gitti. Neriman'ın Defne'yi sevdiğini hep biliyorduk zaten. Öyle, istemiyorum, aman bize layık değilsin dediğine bakmayın. Bir insan birine lakap takıyorsa onu seviyor demektir. asdlkjsdajaskdl çok güzel sallarım. Bizim ayilenin samimiyet levelı lakap takmak üzerinden yürüyor ben ne yapabilirim. Defne'nin Defne’liğini elinden almadan şu kıza bir eğitim verin. Tamam iyilik koksun, vicdan yastığında yatsın, piremses piremses salınsın ama çok küçücük, ama ufacıcık bir gıdım size benzeyebilir. Defne'nin evine gelirken aramamanız kısmı benzemesin ama.

Yine oyalanması gereken sevgiliyi öpüşeyazma ile kandırmakta bir dünya markası Defne since yıl bilmemkaç. İnsan olan özlüyor diye diye kedi gibi geldi ama Defne bunu öyle kolay kabul eder mi? Günah hevesleri hep başka bahara kalıyor.  Sahne çok güzel olmasa ama yeteağğr bu gerilim derdim, siz level atlamışsınız küçük denizde neden boğuluyorsunuz derim ama sahneyi sevdim. Kapılarda Ömer sıkıştıran Defne gördüm, iyiymiş böyle.

Konuş da git Gallo artık, ayrıl da bir git. Sana yazılacak sahnelerle çiftimize bir kır gezisi ayarlardık, bir dağ evi  çimlerinde yürüme ayarlardık. Biliyorum başkasını seviyorsun ama bir şansımı denemek istedim gibi zirzop bir girişle de aşk itirafı yapmak hakikaten yürek ister, ben de yapamazdım. Başkasını severken amatör olarak seni de mi sevecek yani, nasıl bir umutla gidiyorsun, garip. Gerçi aşıksan mantığı geride bırakıyorsun, bir umutla belki olur diye gidiyorsun. Açıldın da ne oldu, üzüldün işte. Hem de evrenin en güzel aşk itirafıyla üzüldün. Böyle reddedilsem iç organlarım bile birbirine sarılıp ağlardı, dünyaya olan inancımı kaybederdim. Hem reddedildim diye ağlardım, hem adam ne güzel sevmiş beağğ diye ağlardım. Defne benim yerime çok içten ağladı zaten. Çok hüzünlendim orada. Sonunda anladı ne Kostarika, ne Çin, ne de Newyorklu Gallo'nun aralarına giremeyeceklerini Defne. Ömer'in onu sevdiğini biliyordu ama ne kadar sevdiğini bilmiyordu ya, artık biliyor. Hem de acayip güzel biliyor. Birinin içi olmuşsun bundan daha güzel (turp sıkayım, bundan daha korkutucu) bir şey olabilir mi?  Özledim diyemeyen Ömer beyin özlediği olmuşsun. Özlemden at çiftliklerine sığamadığı, mesajlaşma diye bir şeyi öğrendiği Defne olmuşsun. Kalk bir git istersen yanına. Necmi Bey'in yanına değil ama dikkat.  Bu ayın altındaki en mutlu kız sen olmayacaksın da kim olacak? En mutlu erkeği de Ömer olmayacak da kim olacak?  En mutlu fan biz olmayacaz da kim olacak? Buradan dönüş yok bakın, Gallo'yu da gönderdik artık masalara çıkıp hayat sevince güzel dansı yapma zamanı.

Çiçeklerle güzelleşen bahçeler, sarılmalarla güzelleşen çiftler; hayat hep böyle gidemiyor mu ya? Biri pause tuşuna bassın burada kalalım, şikayetim olmaz gibime geliyor ama hayat bir şekilde yaşanmalı. En güzeli bizim yaşadığımız olsun. Başımlan beraber. Fin.

1 2 3
Semra Savuk
04/05/2016 09:03
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR