Sonunda, en sonunda haftalardır beklediğim bir olayla açılışı yaptı 27. bölüm. Kemal, Nihan’ı kaçırdı. Daha doğrusu, sonunda kaçırabildi. Kemal'den beklenen hareketler tam olarak bunlar. Mıy mıy yapıp, bahçenin kuyularının başlarında ağlanmak, sızlanmak ona göre değil, çünkü Kemal Soydere karakteri çok güçlü ve intikamcı bir karakter olarak çizildi şimdiye dek. Emir gibi hayat felsefesini bencillik ve kötülük edinmiş biriyle baş etmek zaten yürek ister ve onun karşısında durabilecek konumdaki bu adam, kaçırma işini çok daha önceden yapmalıydı bana göre. Şimdi mi canına tak etti yani Kemal'in? Tamam, Türkiye'de dizi izliyoruz, dizi saatlerinin uzunluğundan dolayı konuların uçlarını çekebildikleri kadar çekmeliler kabul ama bazı detaylar izleyicide "sonunda yani!" etkisi bırakıyor. Kemal'in işi Nihan'a kalırsa zaten yandı demektir... Nihan aynen teyzesinin söylediği gibi bir taklacı kuş... Leyla çok haklı; taklacı kuşlar geri dönmek isterler esaretlerine... Başkalarını düşünmekten kendini düşünmeyen Nihan, kardeşi Ozan'a acıdığı kadar biraz da Kemal'e acısa şimdiye çoktan biterdi bu iş. Ozan demişken, o da nihayet bencilliğinden sıyrılıp "öbür yarım" dediği ikizi için doğru karar verdi. İkizini özgür bıraktı... Geçtiğimiz bölümlerde ona ne kadar kızdığımı kelimelere dökemem bile, yetersiz kalır söyleyeceklerim. Kardeşinin mutsuzluğunu gördüğü halde görmemezlikten gelmek, kendi hayatı için onunkini mahvetmek bencillik, hatta çocukluk. Bu çocuk bir de büyüdüğünü iddia edip evlenmeye kalktı değil mi? Aslında bu hikayede Leyla, Kemal ve Nihan hariç herkes hakettiğini yaşıyor diyebilirim.
Zeynep, şimdiye kadar kendi çapında savaşlar verdi hep. Yaptığı planlar, numaralar bir tek onu ilgilendirdi. Kayınvalidesiyle olan savaşında onu takdir ediyorum, o kurnaz Vildan'la başa çıkabilecek yeteneğe sahip ve bu sefer dört ayak üzerine düştü. Daha geçen bölüm Vildan'ın zoruyla kan verirken; kesin hamiledir diye aklımdan geçirmiştim ve dediğim de çıktı. İşte tam da bu hamilelik olayı yüzünden Zeynep aklını yine kötülüğe çalıştırdı. Oysa ki çok farklı şekillerde de sıyrılabilirdi bu işten... Bu kadarını düşünen, yeni planlar da düşünebilirdi ama o yine Emir'i seçti ve hainliğini gösterdi. Ona her zaman anlayışla ve şefkatle davranan abisini sattı ve Kemal bir kere daha sevdiklerinden ağır bir darbe yedi.
Kemal, bir hafta ortadan kaybolup, Nihan'ı merak ettirirken tüm organizasyonu yapmış meğerse. Aferin, çok da güzel yapmış. Tüm bölüm boyunca gösterilen gemiyle kaçma numarası güzel şaşırtmaca oldu. Kapıyı çalanın Emir sanıldığı sahnelerdeki gerginlik ise yeterli dozdaydı. Tufan'ın, Kemal onun annesini bulduktan sonra böyle bir adilik yapmasını da beklemiyordum elbette. Ayrıca Leyla'nın da o mesajı orada tutacak kadar saf bir kadın olmadığını da biliyordum. Birkaç bölümdür dikkatimi çeken çok önemli bir detay var; Nihan, Kemal'in yanında ne kadar da çocuklaşıyor... Gittikleri yerde Kemal'e "Biz büyüdük mü Kemal?" dedi. Büyümediniz bence, büyümek zorunda bırakıldınız siz. İki güzel aşık, ikisi de birbiri için yaratılmışken kardeşleri için tutsak edilmeleri ve birleştikleri zaman ayrı kaldıkları zamanın acısını çıkarışları insanın içini nasıl da acıtıyor değil mi?... Oysa ilk tanıştıkları zaman Kemal ne kadar saf duygular içerisindeydi... Seneler sonra böyle güçlü bir adam olacağı Nihan'ın bile aklına gelmezdi.