Kara Meryem…
Bizim Meryem Ertan’ı bırakır mı? Dayandı kapısına. Bu evi satın aldım yerleşmeden defolup gidiyorsun dedi. (Paranın gözü yine kör olsun) Zeynep’in annesi olduğunu söyledi. Ama Ertan da bu davanın ucunu bırakacak gibi değildi. Elinden geleni ardına koyma dedi Meryem’e.
Ben bu Ertan’dan korkmaya başladım valla. Çok iş açacak başlarına…
Zeynep’le Fatih –Mete sağolsun- kaçak Türkan’la sevgilisinin yerini buldular. Limana gitmişlerdi.
Taksiye atladıkları gibi limanın yolunu tuttular. Giderken de ya kızı bulamazsak bu adam bize ne yapar diye sorunca Zeynep, yine düşledikleri sahneler çok komikti. Darbeli’nin yapmayacağı şey yoktu bunlara. Yere yatırıp bir güzel delerdi, şakası yoktu.
Türkan ve Kadir limanda, peşlerinde Fatih ve Zeynep, onların da peşlerinde Darbeli şeklinde bir kovalamaca yaşandı. Sonunda köşeye sıkıştı kaçak aşıklar.
Darbeli Fatih ve Zeynep’i yere yatırıp bir güzel delecekti, kaçacak yerleri kalmamıştı…
Bu arada Derin Şevket teknede bir kolye bulmuştu, akşam evde kolyeyi ev halkına gösterdi ama kimse kolyeyi tanımıyordu. Sesini çıkarmadı orada ama kolyeyi görünce anında tanıyan kişi ise Meryem’di. Geçen haftaki yazımdaki tahminim doğru çıktı. Kolye Cahit’in Meryem’e düğünde taktığı kolyeydi. Yani bu işin altından Cahit çıkacaktı…
Dönelim limana…
Darbeli’nin karşısında son dualarını edeceklerden bizim Zeynep yine gösterdi Zeynep’liğini…
Korkusuzca Darbeli’ye meydan okudu. Geçti karşısına başladı bağırmaya…
Sevenleri ayırmak da neyin nesiydi? Böyle davranarak kızını ancak kendinden soğutur, aynı evin içinde iki yabancı gibi yıllarca yaşarlar, bir sıcak baba kelimesine hasret ölürdü.
O konuşurken yürü be kızım diye geçirdik içimizden. Konuş da hem Darbeli alsın dersini, hem de izleyen bütün baskıcı babalar. Önce kızlarıyla konuşmak yerine her şeyi yasaklayan, onları korkutan babalar!
Zeynep öyle bir dersini verdi ki Darbeli’ye, adam resmen teslim oldu ve kızına dönüp şöyle söyledi: Akşama çok geç kalma!