Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
* Defne bir senli bir sizli hitap ediyor ya, kızıyor millet öf hiç devamlılık yok zırvalığına falan giriyor. Hayat kadar gerçek desem? Aranızın bozuk olduğu insana karşı da olur, samimiyet seviyesini tam kapamadığınız insana da olur, küs olduğun ama arada unuttuğun arkadaşına / sevdiğine de sık sık olur. Ha Ömer’siz olur mu? Olmaz. Yalandan çizim yapıyor, bizim televizyon pahalı tek tuşla detayları veriyor. Misal siz görmediniz ama altta Ömer'in çılgın atan fiçuuğdunu çizdiği kağıtları ben gördüm mesela. Bir ara boş olunca atarım.
''Yaşasak mı böyle? Birlikte?'', ney? Bu bir düğün için fiyat teklifi alma teklifi bilmiyorum farkında mısınız. Varım diyor ve kutusuna gidiyor. Kutuda ne var; CAMDAN GİREN İZ: Sinsilik parçacığı. İnsan gibi kapılardan gir bari uzun.
Sen ne yere bakan, evlere ateş saçan çıktın kızıl tehlike. Toplandı gidecek, İz Ömer'i yemesin diye kaldı gitmedi. Helal, sonunda öğrendin. Sonunda gitgide gitgide Defne o eski sevimli, esprili, yer yer inceden inceye laf sokan, mimikleriyle kahkaha attıran haline geri döndü. Ama artık Elçin Sangu övmüyorum. Geçen gün beni aradı bir ısrar bir kıyamet. Vay efendim işte yazıyı çıktı alıp öpüyormuş, vay efendim nolur kankirellam olur musunmuş, vay efendim nerdesin gelip alayım. Benim de iş güç Berenler Saatler falan bırakamadım. Kız takıldı bana kaldı. Neyse. (Son stratejim, bu it-çek taktiği de tutmazsa kendimi ateşe vericem).
