19. bölüm eyyooooorlaması:
* Bölüm başlangıcında Sinan Deniz'in odasına girip ayakkabılarla uzun süre oynayınca o topukları gözüne sokacak sandım. Şimdi sizin kafanızda iki soru var. Topuk nedir, nasıl nüfuz ettirilir. ''Bana gümrükten çektiğin derilerimi ver,'' dedi adam ve verdi. Olm bu Deniz tırsakmış bayağı? Kaybedecek bir şeyim yok deyince hemen korkup kuyruğunu bırakan kertenkele gibi at kuyruğunu bıraktı oracıkta. Vay be lizozom.
* Yaaaahu yemin ediyorum gerçek yakın arkadaşlar evde ya birbirlerinin kafasına sırtına ya da yatağın, koltuğun üstüne değil de yere otururlar ha. Defne'yle Nihan'ı bir ayrı seviyorum. Hatta Nihan'ı apayrı seviyorum ama söylemem. Gece gider o uyurken sessizce başını okşar ama gün içinde bağırır çağırır ''çabuk odana çabuk!'' derim. Sebep mi? Defne'yle besties olmaları yeterli bir sebep. Kıskanıyorum. Ömer'in merdivenlere çöktüğü an benim de hiç aklımdan çıkmıyor be Defo. Adam orda irtifa kaybetmiş, nabız alamıyoruz, git bi hayat öpüçüüü versene? Hayır bir de gelmişssin, İz'le sevgilimi mi oldu bunlar diye sorulduğunda ''dışarıdan öyle görünüyor valla'' diyorsun. Bebeğim bu nedir ya? Sen bu fikre nerden kapıldın gözünü sevem, adam ağzının içine bakıyor, ben geriliyorum Defne'cim dolgun düşmek üzere falan diyecek diye. Evde çıplak fiçuğduna Ömer'in gömleğini geçirmiş halde mi gördün? Ömer'in alnındaki ''inanılmaz kaslıyım ama sekis hayatım yok'' yazısı mı silindi de onu mu gördün. Tontonum o yazıyı sen oraya kazıdın o çıkmaz. Bitirdiniz aslan parçası gibi çocuğu bitirdiniz.