Final tadında bir bölümle Paramparça karşımızdaydı dün akşam. Herkes için her şeyin paramparça olmasını büyük bir heyecanla izledik.
Geçen bölüm sonunda Dilara’yı Gülseren’in kapısında bırakmıştık. Gülseren’in ve hatta bence Dilara’nın bile anlam veremediği derecede sakin ama duygusal bir konuşma geçti aralarında. Dilara uzun bir süre yurtdışında olacağını, kızları ona emanet ettiğini söyledi Gülseren’e. 51 bölümün sonunda iki aklı başında karakter nihayet karşılıklı oturdu. İçten içe hep birbirlerini anladıklarını düşündüm. Dilara’nın Rahmi ile kurdukları tezgahların bile bir mazereti olduğunu her ikisi de iyi biliyor. Dilara’yı o kapıya iç huzuruyla getiren şey de buydu, haklı olmanın rahat nefesi. Bir tek bırakıp gitmek zordu Dilara için. Her ikisi için de boğazları düğüm düğüm edecek kadar zor ama samimi bir konuşma oldu. Dilara gidiyorsa biz de giderdik zaten, Dilara ağlıyorsa biz de ağlardık.
Harun cephesinde ise çaresizlikten başka birşey yoktu. Bölüm boyunca kendi etrafında dönüp durdu Harun. Burada bir parantez açmak istiyorum. Harun o kadar zengin, her bir karakterin arkasına neden bir adam takmıyor da Gülseren ile Cihan'ın evleneceğini hasbelkader öğreniyor. Dizi evreninde oluyor böyle şeyler işte.