Eveeett başlıktan da anlaşılacağı gibi bu hafta hayatımın en buruk pazartesini geçirdim. Malumunuz haftalardır çıkan haberler doğrulandı, aylardan şubat olmasına rağmen 51. bölümde Paramparça’da adeta bir sezon finali rüzgarı esti. Son bölümlerde az da olsa yüzümüzü gülümseten olaylar bile kar etmedi, her şeyi bıraktık ve bölümün en başından izledik Gülseren’in kadrajdan adeta bir kuğu gibi süzülüşünü, bize veda edişini.

Ben ki son zamanlarda  Gülseren’den çok hoşlanmasam da bir garip oldum gidişini izlerken. Ardında bıraktığı çığlıklar, gözyaşları o  büyük aşkın artık sadece beyaz bir kağıda atılmış imzada kalışı içimi dağladı ne yalan söyleyeyim. Artık Paramparça’da izleyemeyeceğiz Nurgül Yeşilçay’ı, yeri hiç dolmayacak fakat sonuçta her güzel şeyin bir sonu vardır, yeni işlere kısmet diyerek kendimizi avuturken bir bakmışız ansızın başka bir işle karşılar bizi sevgili Nurgül Yeşilçay!

Bir yanda düğün telaşı içinde en tatlı heyecanlarıyla ilk aşıklar gibi kalpleri hızla ata ata hazırlık yapan Gülseren ve Cihan’a hayat beklenmedik sürprizler hazırlarken, diğer yanda son haftalarda alışkın olduğumuz üzere yine Dilara o şok kararlarından birini almış bu sefer toplamış bavullarını Amerika’ya annesinin yanına gidiyor. Cihan yine her şeye rağmen yanında; adam havaalanına bile kendisi götürüyor. Valla Erkan Petekkaya’ya daha fazla veda yazılmasın veya ona kimse veda etmeye kimse kalkışmasın bir süre, adam 120 küsür dakikada biri yarım diğeri tam iki veda yaşadı daha fazlasını bünyesi kaldırmayıp isyan edebilir… Biri yarım veda diyorum çünkü Dilara tam gidecekken Cansu’nun gözyaşları onu geri döndürmeye yetiyor; gitmesin Dilara hiçbir yere, o bize lazım. Öyle görünüyor ki tam tamına onun hakim olduğu, Dilara – Cihan veya Dilara –Harun aşkının doludizgin yaşanacağı bölümler are coming. Ama Dilara-Cihan aşkı küllerinden doğacak gibi. Harun daha ne kötülükler yapar şu an kestiremiyorum, hoş biz Harun’a kötü alıştık; muhtemelen Candan’a yürümeye devam eder, Candan’a da müstehak yani.