Fatih ne yaptın sen? İşleri zora soktun…
Hani, geçen haftanın sonunda Ertan oğlunu kucağına alıp mis kokusunu içine çekmişti ya… Fatih de bu tabloyu uzaktan izlemişti. Hatta ben de artık hayatı değişti Ertan’ın bu kokuyu aldıktan sonra diye yazmıştım. Fatih dayanamadı bu görüntüye daha fazla, gitti Selim’i kucağından çekti aldı Ertan’ın. Fena bozuldu tabii O da. Bir de üzerine ‘Baba olmak için önce adam olmak lazım’ deyince iyice bilendi Ertan. Zaten giderlerken arkalarından seslendi, bunun hesabını vereceksiniz diye. Of, al başına belayı…
Olayın akşamında kendilerini sevgi dolu bir konuşma içinde kaybeden Zeynep ile Fatih’i Fehmi Bey’in telefonu dünyaya döndürdü. Fatih hemen gel, annenin ayarı fena bozulmuş dedi. Tabii kadın bunların hala evil olduklarını duyunca sıyırdı.
Mukaddes ağlar gibi ama ağlamadan, ağıt yakar gibi ama değil, arada derede bir tavır takınmış, biraz delirmiş, biraz akıllı gibi kendi kendine konuşuyordu evde. Sonradan anladık ki, gördüğü her şeyi hayal sanıyormuş. O sırada Fatih geldi, gördüklerin gerçekti dese de inanmıyor bizimki. Hatta karşısında kanlı canlı oturan oğlunu bile hayal sanıp, ‘Bakın elim şimdi Fatih’in içinden nasıl geçecek’ deyip hoop tokadı indirdi oğluna.