Olan bitene son dakika da yetişen Deniz, Yalın’ın sinirli olmasına aldırmadan hoşlanma imalarını hız kesmeden fırlattı ona. Aklı ve kalbindeki dengeyi bulamayan Yalın kabına sığmadı. Önce eve girip odasına gitti, orada duramadı bahçeye çıktı.
Kahvaltı masasında haberlere bakan Yeşim, Damla ve Yalın’ın dünkü magazin facialarını görüp bir çığlık koyuverse de masada Süreyya Bey’in olduğunu hatırlayıp bir anda konuyu çevirip kalktı masadan. Deniz ve Yalın’ı havuz başında buldu. Ama ne bulmak… Yalın çıldırmış sinirinden Deniz’in üstüne gidiyor, Deniz desen Yalın’ın gözünün körlüğünden bıkmış. Eh, içinde tutmak da bi yere kadar tabii. Deniz’in Defne’nin peşinden ayrılamamasının altını kurcalarken Deniz dayanamayıp patladı ve itiraf etti Yeşim’le planlar kurduklarını.
Çözüleceğine daha çok düğüm olan kalbiyle yine sığamadı kabına Yalın. Diğer yanda ise Defne, hak etmediği halde duyduğu sözlerin ağırlıyla gözyaşı döküyordu. Yalnız kalıp düşünmeye başladığında bir şeylerin farkına vardı Yalın. Deniz ve Yeşim’in de üstelemesiyle “hoşlandığını” kabullendi.
Gazetede çıkan haberi göstermeye gelip “kabullenilmemiş hoşlanma siniri” problemi ile uğraşınca bir an için sekteye uğradı Yeşim’in bu girişimi ama olaylar tatlıya bağlanınca hatırladı tabii. Damla’yı işe aldığı için ortalığı birbirine katan Defne’nin haberi görünce daha da köpüreceği gerçeği ile yüzleşen üçlümüz acil durum toplantısı alıp kriz masası oluşturdu hemen. Kriz koordinatörü elbette ki Yeşim’di.