Merhaba İnadına Aşk’ın bahtsızlıkta yeni bir seviye kilidi açan gönül dostu izleyicileri! Bu haftaki çilemizi hepimiz biliyoruz, değil mi? Evet, evet aynı konudan bahsediyorum. Uğursuz Perşembe’den! Dizi ilk yayınlandığı günden beri Perşembe’nin peşini bir bırakmadılar. Öncelikle iki hafta öncesinden başlamış olan Güneşin Kızları, hadi onu yedi sekiz haftaya değiştirdiler bir nefes aldık ama sonra on senedir aynı gün yayınlanan Kurtlar Vadisi geldi. “Tamam” dedik, sineye çektik. “Olur öyle ya” dedik ama bu nedir canım? Muhteşem Yüzyıl Kösem çıkıverdi bir de.

Al canımızı da al, al çekinme al. Tamam dizi chick-lit kategorisinde, tamam öyle ”Acaba diğer bölüm ne olacak ya, güvenmiyorum da!” seviyesinde merak uyandıran karmaşalar zincirli bir kurgu değil, tamam klişe yanları mevcut ama bir diziye bu kadar yüklenilmez! El insaf!

Amerika başkanı dâhil herkese haber verin, yetkilisi kim bu dizi günlerinin? Ustacım bizim şu klişeli de olsa bizden olan diziye bi güzellik yapalım? Masayı donatalım, boşları tazeleyelim? Olmuyor mu öyle? Ben kumanda kavgası yapmaktan yoruldum çünkü. Bir o kanal bir bu kanal zaplamaktan parmağım aşındı, kumandanın tuşlarındaki yazılar silikleşti.

Ben bu bölümü Ezgi’ye ve Sedef Hanım teyzeye sinir olup koltuk tepesine tünemekle geçirdim açıkçası. Yine çiftlere göre gidelim mi, ne dersiniz?

Toprak ve Leyla, ruh ikizliğinden suç ortaklığı mertebesine ermişlerdi hatırlarsanız. Bir de âşık Toprak çok garip hissettiriyor izlerken. Sevda kuşi olmuş, ayağı yere basmıyor. Şarkılar türküler söyleyerek geziyor, bulduğu fırsatta Leyla için kıtalar arası koşuyor. Ya, işte böyle pervanesine yanan mum ederler adamı. Canım senaristler! Aşkından sürünen ve kafayı yiyen erkek karakter en sevdiğim. Çünkü gerçek hayatta öylesi yok, olan da şiir kitabı çıkartmak için takipçi kasıyor. Makyaj güzeli kızları oto yıkamaya götüreceğini söyleyen beylere de buradan sesleneyim, hadi siz çözümü buldunuz; peki ya biz ne yapalım? Sonra da hepimiz bir fangirl, hepimiz kronik dizi izleme bozukluğu hastası.  Konudan çok saptım, ne diyorduk? Toprak!

O terör estiren, ağır abi, Laz uşağı, Barutçu kayası oldu mu sana sevgi görmek için sahibini dürtükleyen bir kedi! Arada familyasından gelme kükreme efektini kullansa da bu bölüme başlarken Toprak’ı alıp yanaklarını mıncırarak “Ay âşık da mı olurmuş, hanimiş de hanimiş?” diyesim geldi.

Tabii nazar konusunda listeleri zorladığım için bu durumun bozulması da çok uzun sürmedi. O romantik adam gitti Laz uşağı ağır abi geri geldi. Pulli geline saf diyerek kahvaltı sofrasında yürek yemişliğini ispat etmiş olabilirsin Toprak’cım ama Leyloş senin pimini çekip ortaya bırakıverir, serseri mayın olursun.