Gülseren’in hayat mücadelesine azıcık ara verip dilerseniz biraz Keriman ve Nezaket’in maceralarına göz atalım;

Döviz bürosunun vücut bulmuş hali olan Keriman, Nezaket’le beraber Candan’ı davasına bakmaktan vazgeçirsen diye Özkan’ı ikna etmek için çabaladılar bütün gece ama Özkan Nuh dedi Peygamber demedi. İkna çabalarına diğer bir koldan sarılan da Osman’dı tabii. Davayı kendi yeğeni olan avukata verirlerse kendisinin de karlı çıkacağını düşünyüor. Özkan, Osman’ın asıl niyetini anlamış olacak ki biraz hırpalayarak onu dükkandan bir güzel sepetledi. Bir yandan da Keriman’la arasını sıcak tutmaya çalışan Osman, bir darbe de Keriman’dan yedi hem de en tuzlusundan. (Ayol bunların ikisi de aynı çıktı; çaktırmadan her ikisi de birbirlerini söğüşleyecekler zaar. Keriman farkederse bu numaranı yemez Osman’cığım.  hahaha…) Dolaşmak için dışarıya çıktıklarında Nezaket’in de gazıyla kendisine en pahalı cep telefonunu aldırtır.(Keriman burada Osman’ın balıkçıda kendisine ödettiği 165 liranın acısını duble çıkarttı sanki ☺).

Bu sempatik üçlümüz nasılsa maceralarına daha daha yenilerini ekleyerek yüzümüzü daha epey  güldürecekler. İyisi mi biz biraz da yalıya gidelim zira bu haftaki yazımda yalıyı ziyaret etmeden edemiciiimmm...